Ordu Kültür ve Sanat Merkezinde gerçekleştirilen seminere Ordu Vali Yardımcısı Ahmet Arık, İl Müftüsü Mürsel Öztürk,  İlçe Kaymakamları, Belediye Başkanları, Kamu Kurumlarının İl müdürleri, Sivil Toplum Kuruluş Temsilcileri ve diğer ilgililer katıldı.

Toplantının açış konuşmasını il müftüsü Mürsel Öztürk yaptı. Katılımcılara ve seminer vermek üzere gelen Diyanet heyetine teşekkür eden Öztürk “Yüce dinimizi kendi emelleri uğruna istismar eden her türlü yapı ile mücadelemiz sürecek dedi.”

Seminer vermek üzere orduya gelen Diyanet İşleri Başkanlığı İrşat Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Neşet Bodur, Din İşleri Yüksek Kurul Uzmanı Dr. Mehmet Nur Akdoğan ve Diyanet İşleri Uzmanı Tuncay Altınışık “Dini istismar eden terör örgütleri ile mücadele” konusunda birer sunum gerçekleştirdiler.

Düzenlenen seminerlerin amacını “Diyanet İşleri Başkanlığımız planladığı seminerlerle İslâm’ın inanç, ibadet ve ahlâk esaslarını tahrife yönelen FETÖ ve DEAŞ benzeri yapıların ve yanlış söylemlerinin bilinmesini ve bu amaçla din istismarına karşı farkındalık oluşturmayı amaçlamaktadır. Zira bir ibret, metanet ve hamaset gecesi olan 15 Temmuz, üzerimizde derin izler bırakarak hepimize silkinme, kendine gelme ve muhasebe etme sorumluluğu yüklemektedir. Uçurumun kenarından değil, belki de uçurumun dibinden aldı bizi Rabbimiz.” Sözleri ile açıklayan Diyanet İşleri Başkanlığı İrşat Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Neşet Bodur, tarih boyunca birçok kişi ya da grubun dinin insanlar üzerinde ki etkisinden kendi emelleri için faydalanmak istediklerini ve din tüccarlığı yapmaktan çekinmediklerini belirtti.

 “Bu kişi ve gruplar, kimi zaman ayet ve hadislerin anlamlarını çarpıtmış ve ilgili olmadıkları yerlerde kullanmış, kimi zaman da onları kendi art niyetlerine alet olacak şekilde yanlış yorumlayarak topluma anlatmıştır. Kur’an-ı Kerim’i, hadisleri, ashab-ı kiramın hayatını, dinî değer ve kavramları, Müslümanların dinî duygularını istismar eden bezirgânlar (din tacirleri) dün olduğu gibi bugün de karşımızdadır.” Diyen Bodur,  FETÖ terör örgütünün istismar ettiği dini kavramların altını çizerek “Görünüşleri, kıyafetleri, oturuşları, kalkışları, ibadetleri, sözleri ve davranışlarıyla mümin gibi davranan münafıklar, ulaşmak istedikleri nihai hedef uğruna hile, yalan, iftira, ihanet, ikiyüzlülük, devlete ait bilgileri düşmana sızdırma ve düşmanla iş birliğine girme gibi her türlü yöntemi uygulamıştır. Hz. Peygamber’i öldürmeyi dahi göze alan, kendi üzerinde yaşadığı toprağı pazarlık konusu eden, gerektiğinde de elini kana bulamaktan çekinmeyen nifak hareketleri, sadece siyasi parçalanmayı değil, aynı zamanda inanç, ibadet ve ahlâk alanında yozlaşmayı da hedeflemiştir.

Karanlık emellerine ulaşmak için her türlü yolu mubah gören, insanların dinî duygu ve heyecanlarını istismar eden, milletimizin zekâtını, sadakasını, kurbanını çalan, evladını elinden alan, dinimizin temel değerlerini ve kavramlarını tahrif eden bir örgüt, asla dinî cemaat olarak nitelendirilemez.” Dedi.

Allah’a değil de Kendilerine Çağıranlara Asla İtibar Edilmemeli…

“Dini yalnız Allah’a has kılmalıyız. Allah’a değil de kendilerine çağıran hiçbir kişi ya da gruba asla itibar edilmemeli” diyen Bodur konuşmasını şöyle sürdürdü:

Dine davet ettiklerini iddia eden bu sahtekârlar, aslında Müslümanların saf ve temiz duygularını sömürmektedir. Bunlar, İslâm’ın temel kaynaklarına ters düşen, akla ve mantığa aykırı asılsız safsatalarla, hikâyelerle, rüyalarla, sahte sevap vaatleriyle vatandaşlarımızı aldatmakta, paralarını, evlatlarını, zamanlarını, hatta hayatlarını çalmaktadır.

Din istismarı konusu, bugün İslâm ümmetinin birlik ve beraberliğini tehdit eden ciddi bir güvenlik meselesine de dönüşmüştür. Dinî olduklarını ve İslâm’ı temsil ettiklerini iddia ederek bozgunculuk yapan, kan döken FETÖ, DEAŞ, el-Kaide, Boko Haram gibi terör örgütleri, en büyük zararı Müslüman toplumlara, birlik ve beraberliğimize, geleceğimize ve gençlerimize vermektedir.

Biliyorsunuz 15 Temmuz 2016 gecesi haince planlanan bir darbe girişimi yaşadık. Aslında bir milleti ve onun sahip olduğu devleti ve değerleri yok etme planıydı bu.  Bu hain girişim, Allah’ın inayeti, idarecilerimizin dirayeti ve aziz milletimizin cesaretiyle bertaraf edilirken, tüm dünya din istismarının karanlık çehresiyle yüzleşmiştir.

Din kisvesi altında yalan ve hileyle yayılan, İslâm’ı maddî-manevî her anlamda çıkarlarına alet eden bir sömürü örgütü olan Fetö, Devletimizin bekasını hedef almış, milletimizin inanç ve değer dünyasını hiçe saymış, dış mihrakların emelleri uğruna kendi halkı üzerine ateş açmaktan çekinmemiştir. Milletin paralarıyla alınan uçaklarla, helikopterlerle millete bomba yağdırmış ve bu asi topluluğun elebaşı, insanımızı Allah’ın dini ile aldatmıştır.”

Dr. Bodur, konuşmasında Diyanet İşleri Başkanlığınca Dini istismar eden terör örgütleri ile mücadele hususunda yapılan çalışmalarla ilgili de bilgiler verdi.

Programda Diyanet İşleri başkanlığı Din İşleri yüksek Kurul Uzmanı Dr. Mehmet Nur Akdoğan DEAŞ terör örgütünün istismar yöntemleri ve istismar ettiği kavramlar hakkında bilgiler vererek bu örgütlerle mücadelede en etkili yöntemin sahih kaynaklardan edinilmiş yeterli seviyede ki dini bilgi ile mümkün olabileceğini ifade ederek Din eğitiminin önemine vurgu yaptı.

Son olarak sunumu yapan Diyanet İşleri Uzmanı Tuncay Altınışık ise Fetö terör örgütü elebaşının dini istismar ederek bir takım hezeyanlarını dini kavramlarla süsleyerek insanları aldattığını ifade etti. Örnekleri ile Fetö terör örgütünün istismar ettiği dini alanları açıklayan Altınışık, “bu yapı Dinimizin bütün kutsallarını istismar etmiş ve bütün ulvi kavramları kendi emelleri uğrunda kullanmıştır. Emellerine ulaşmak için Dinimizi tahrip etmeye vardıracak kadar da ileri gitmiştir.” diyerek Fetö terör örgütü konusunda ayrıntılı bilgiler verdi.

Editör: TE Bilişim