DEĞİŞİYORUZ!

Abone Ol

Bugün biraz sorgulayıcı olmak istiyorum değişen her şey için. Bizler zamanın ve şartların getirisi ile birlikte değişiyoruz. Gerek alışkanlıklarımız gerek standartlarımız gerek isteklerimiz hepsi teker teker değişiyor. Herkes değişimin içerisinde kendisini buluyor. Peki bu değişim süreci içerisinde bizlere neler oluyor? Nasıl etkileniyoruz? Nasıldık, nasıl düşünüyorduk? Şimdi nasıl davranıyoruz. Günümüzde yaşam koşullarımız doğrultusunda artanlarımızın ya da eksilenlerimizin farkında mıyız? Bunu birkaç örnekle açıklayalım;

Artık daha stresliyiz. Geçim ve sorumluluk en büyük stres kaynağımız. İş bulmanın bile zor olduğu dönemde bulsak bile asgari ücretle geçinmenin zorluğu bir yana stresi bizleri mahvediyor. Hayatta her anlamda sorumluluklarımız var. Bu sorumluluklar bazen esiri edebiliyor bizi stresin.

Günümüzde kötülüklerin de artık boyut değiştirdiğini görüyoruz. Kötü insanlarla aynı ortamda yaşamak birçok kaygıyı da beraberinde getiriyor. Her an bir kötülükle karşılaşacakmışız gibi veya çocuklarımızın, kızlarımızın, kadınlarımızın savunmasız bir şekilde yenilgiye uğrayacakmış gibi düşünüyoruz. Artık bunun için kaygılanıyoruz. Aslında kaygı farklı başlıklar altında hayatta sürekli karşımıza çıkıyor. En acımasız yönü bu olduğu için endişemiz artıyor.

İyi bir örnek verecek olursak aklıma ilk başta değişen her şeye rağmen bayram sevinçleri geliyor. Bayramlarda çok güzel adetlerimiz büyüklerin ziyareti ve en önemlisi bayram sevincini yaşamak için onlarca kilometreden gelenlerle birlikte köylerdeki buluşmalar ve tadına doyulmayan sohbetler. Mutsuzluklarla dolu etkenlerden iyi nebze de olsa kurtuluyoruz. Bizleri ve biz olmamızı sağlayan temelleri kendinde barındıran adetlerimizle birlikte yaşlanmayı temenni ediyorum hepimiz için.

Zamanımızın getirileri ve götürüleri mutlaka oluyor. Bizler bir şekilde savruluyoruz önemli olan bu döngü içerisinde kendimiz olmayı kendimiz gibi kalmayı becere bilmek. Her ne kadar stres kaygı veya kötü olan, kötüye giden her ne etken varsa bunları belirli bir yerden sonra kapının dışında bırakmak. Eğer becerebilirsek, savrulmak bizi etkilemeyecektir. İyi olan ve bizi mutlu eden etkenlere tutunmak ise bizleri daha da yukarıya taşıyacaktır.