Derdin Öğrettikleri

Abone Ol

Haber yazıyorum…

Bilgisayarın bir köşesinden playlist akıyor. Birden İbrahim Tatlıses’in o sesi yükseliyor;

“Derdimi hiç kimseye diyemiyorum.”

Kalbime yük gibi çarpıyor bu söz. Çünkü bazen bir şarkı, insanın sustuğu bütün cümleleri dile getiriyor.

Hayat öğretiyor ki, dert sadece yaşanan bir olay değildir. Dert, aynı zamanda insana sabrı, sessizliği, dayanmayı ve bazen de insanın kendi kendine yeterliliğini öğretir.

Dertlerin mertebesi bir hiyerarşisi vardır!

Küçük olanı konuşursun, büyük olanını saklarsın. Ama en büyüğü, diline kilit vurandır çünkü onu kimseye anlatamazsın.

İşte asıl mesele burada başlıyor!

İnsan, yükünü taşırken mi olgunlaşır, yoksa paylaşacak birini bulduğunda mı hafifler?

Belki ikisi de.

Çünkü paylaştığın dert seni insana yaklaştırır, taşıdığın dert ise seni kendine ve Yaradan’a.

Hayatın ince bir dersi var burada…

Derdi yok sayamazsın, ondan kaçamazsın. Ama derdin seni tüketmesine de izin veremezsin. Dert, seni ikiye böler bir tarafın acıyı yaşar, diğer tarafın ondan ders çıkarır.

Ve galip gelen taraf, aslında senin kim olduğunu belirler.

O yüzden derdin kendisi kadar, ona verdiğin karşılık da önemlidir. Allah kimseye, anlatamayacağı kadar ağır dert vermesin.

Ama şunu da unutmamak gerek!

Bazen en sessiz dertler, insana en büyük hayat derslerini fısıldar.