DERNEK(DERNEKCİLİK) NEDİR? GÖREVLERİ NELERDİR?

Abone Ol

Dernek veya cemiyet, kazanç paylaşma dışında, belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere bir araya gelmiş insanların oluşturduğu tüzel kişiliktir. Eski Türkçe diye tabir edilen Arapçada öz ve sade olarak ifade şekli toplanmaktır.
Şimdi de en can alıcı soruya cevap bulmaya çalışalım!
Dernek nedir ne işe yarar?
Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır.
Peki derneklerin amacı nedir? Bu bu sorunun cevabı ise,kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir gayeyi gerçekleştirmeye yönelik, anlaşılabilir ve süreklilik arz etmelidir.
Gelelim asıl konumuza o zaman şöyle bir soru soralım isterseniz!
!!!-Derneğin faaliyetleri nelerdir?
Sosyal, kültürel, eğitimsel veya hayırsever amaçlarla faaliyet gösteren dernekler, toplumda önemli bir rol oynarlar. Dernekler, üyelerinin ortak çıkarlarını korumak,toplumsal sorunlara dikkat çekmek, çözüm önerileri sunmak ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmek gibi amaçlarla faaliyet gösterirler.
Okumakta güçlük çeken fakir öğrencilere burs vermek suretiyle okunmalarını sağlarlar, doğup büyüdükleri memleketlerindeki okul,cami,yurt, köprü (vb) Eğitim,kültür ve sosyal etkinliklerin
Yapılmasında öncülük ederler.
Doğduğu yer olan memleketleri adına kurulmuş ve bu logosu taşıyan dernekler kesinlikle hiç kimsenin ne özel nede tapulu malı olmadığını belirtmek isterim.
Günümüzdeki oluşumlardan olan STK ve derneklerinde görev alan veya ötekileştirilen gönlü yaralı, dâva ellerinin hislerine tercüman olabilecek nice dâva neferlerinin “bu hikaye benim de hikayemdir” diyebileceği ibretlik bir hikayedir,
Ancak!!!
Bu hikaye, net konuşmamız gerekirse, Aslında kendine kişilik bulmak isteyen,tribün oynayan Kayırmacı,çıkarcı,hak,.hukuk,helalharam hassasiyeti olmayan şahsiyetli olan kişilerin daha şimdiden uykularını ve huzurunu kaçıracağından eminim ve kaldıki bu gibi insanların hayatlarında en büyük ibret ve ders alabilecekleri bir hikayeyi işte bu yazımda sizlerle paylaşacağım.
Bu itibarla o tip insanların sağlığı ve moralinin bozulmaması açısından bu hikayeyi okumamalarını tavsiye ederim.
Hani bir şarkı sözüdür,”İşte bizim hikayemiz’
Vakti zamanında adamın birinin bir devesi varmış
Adam uzun yıllar devesiyle taşımacılık yapmış,adamın gittiği yere gider gel dediği yere gelirmiş.
Daha sonrası,Yaşlanan deve yolun sonuna gelmiş.
Artık öleceğini anlayınca:
— Sahibimi çağırın da helallik vereyim, demiş.
Devenin sahibi:
— Ne hakkı varmış ki bende? demiş. Demiş ama yinede merak etmiş. Dayanamayıp devesinin yanına gitmiş.
— Ne hakkın var ki bende? demiş.
Deve:
— Öyle deme!
Benim taşıma gücüm belliyken, sen bunun iki katı çuval yüklerdin bana.
Bu hakkımı helal ediyorum sana.
— İkinci olarak; benim günlük 10 kg yiyeceğe ihtiyacım varken, sen hep 8 kg verir kalanı vermezdin. Bu hakkımıda helal ediyorum.
— Üç günlük yolu iki günde gitmem için sopayla döverdin beni. Bu hakkımıda helal ediyorum.
— Hatta bir yavrum olmuştu. Onu kesip misafirlerinle afiyetle bir güzel yemiştiniz.
Bu hakkımıda helal ediyorum.
— Amma bir hakkım var ki, onu asla helal etmeyeceğim. Mahşerde bunu senden soracağım demiş!
Sahibi merakla sormuş.
— Nedir o hakkınız?
— Her seferinde ben yolu bildiğim halde,tüm yükü ben taşıdığım halde,neden benim yularımı eşeğe bağladın
Beni her zaman eşeğe mahkum ettin
Ben Yolumu bildiğim halde, bana yol gösterici olaraktan eşeği bana kılavuz yaptınız
Ben işte o hakkımı sizlere helal etmeyeceğim demiş.
Gerek yok her sözü laf ile beyana.
Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana. [Hz.Mevlana] Ben ömrümü dernekçilikle geçirdim.
Hiç kimse diyorum,bunuda net olarak söylüyorum”Yoz’ fikirli insanların akıllarına da ihtiyacım yoktur.
Anlaşılması ve Düşünülmesi dileğiyle.