DOĞRU BESLENME İLE İŞ HAYATINDA BAŞARILI OLMANIN SIRLARI

Abone Ol

Yoğun iş temposu, birçok çalışanının beslenme düzenini etkiliyor. Geciken yemek saatleri ve atıştırmalıklarla geçiştirilen öğünler, sağlıklı beslenmenin önüne geçiyor.

 Çalışan kişilerin gün içinde düzensiz beslendiğine ve bu düzensizliğin zamanla sağlık sorunlarına neden oluyor. Doğru beslenme ile iş hayatında daha başarılı olmanın sırlarını paylaşmak gerekirse:“Çalışma hayatı bizi çoğu zaman vakitsizlikten fast food beslenmeye veya aperatif besinlere yönlendirebiliyor. Nerede hızlı ve kolay yemek yenilebilirse orayı tercih ediyoruz. Bu durum zamanla kilo artışına, yetersiz ve dengesiz bir beslenme alışkanlığına dönüşüyor. “Her gün daha iyi olmak, daha başarılı olmak adına çabalıyoruz ama esas önemli olan şeyin bedenen ve ruhen sağlıklı olmak olduğunu hatırlamakta zorlanıyoruz.

Doğru beslenme ile iş hayatında daha başarılı olmanın sırlarına gelince onları da şöyle sıralayabiliriz.  

Başarı için güne doğru bir başlangıç yapın

Dinlendirici olmayan bir gecenin ardından kahvaltının atlandığı bir sabaha başladıysanız gününüzün enerjik devam etmesi mümkün değildir. Beyaz yakalı alışkanlığı ile içtiğiniz sütsüz şekersiz kahveden alacağınız kafein sizi belki bir saat iyi hissettirir. Ya da yoldan aldığınız bir poğaçayla iki şekerli çay içtiniz, proteinsiz, vitaminsiz yağ ve karbonhidrat sizi en fazla bir saat idare eder. Öğlene doğru kan şekeriniz dalgalanır, düşmeye başlar, dikkat ve konsantrasyon yeteneğiniz azalır, bırakın başarılı bir performansı, işinize bile zor odaklanırsınız.

Öncelikle atıştırmalık denen şeylerin sadece zorunlu hallerde, öğün atlandığında ya da iki öğün arası çok açılıp da açlık başladığında tüketilmesi gerektiğini aklınızda tutmalısınız. Sabah ne olursa olsun, bir şeyler yiyip vücudunuzun geceden kullanıp bitirmiş olduğu besin maddelerini yerine koymanız gerekiyor. Güne enerjik başlamak için en az 15-16 gr protein, günlük ihtiyacınızın yaklaşık üçte biri kadar vitamin ve mineral içeren ve kalorisi abartılmamış besinler tüketmelisiniz.

Kan şekerinizi dengede tutacak besinler tüketin

Kan şekerinin düşmesi, beyin fonksiyonlarını olumsuz etkiler. Bu durumda kan şekerinizi dengede tutmak için glukoz yani şeker almak zorunludur. Bu enerjiyi kompleks karbonhidrat dediğimiz, içinde hem tokluk hissi yaratan lif bulunan, hem de sağlıklı kalori içeren meyve, sebze gibi bitkisel kaynaklardan almalısınız. Sabah az miktar yulaf gevreğine biraz meyve katarak hem tok tutucu hem de enerji veren bir öğün yapabilirsiniz. 

Protein açısından zengin olan yumurtayı tüketmeyi ihmal etmeyin

Protein önemli bir besindir. Beyin fonksiyonlarının düzgün çalışmasına, hafıza, odaklanma ve modunuz üzerine olumlu etkileri vardır. Kahvaltıda en değerli ve ekonomik protein kaynaklarından birisi de yumurtadır. Yumurta triptofan isminde aminoasitten zengindir ve triptofan, kendinizi iyi hissetmenizi, mutlu olmanızı kolaylaştıran, modunuzu yükselten serotonin hormonunun artmasına katkıda bulunur. Ayrıca içindeki yüksek B12 vitamini sayesinde hafızanız güçlenir, konsantrasyon yeteneğiniz artar.

Yumurta aslında öğlen ya da ara öğünlerde de pratik bir tercih olabilir. Haşlanıp dilimlenmiş yumurta ile zenginleştirilmiş, az yağlı peynir ve yeşil yapraklı marulla hazırlanmış bir sandviç içeriğine ve porsiyonuna göre bazen mükemmel bir ara ya da ana öğün yerine geçebilir.

Beyni güçlendiren kırmızı meyveleri tercih edin

Enerji üretimi sırasında ortaya çıkan serbest radikal denilen vücuda zararlı maddelerin bertaraf edilmesi için antioksidan özellikli gıdalar çok önemlidir. Pek çok taze sebze ve meyve bu özelliğe sahiptir. Mevsimine göre taze ya da sağlıklı dondurulmuş kaynaklardan alıp öğünlerinize eklenecek çilek, kiraz, yaban mersini, ahududu, kızılcık ve nar gibi hem antioksidan etkileriyle vücudu koruyan hem de beyni strese ve dış etkenlere karşı daha güçlü ve dirençli hale getiren “süper gıda” dediğimiz kırmızı meyveler tercih edilebilir.

Folik asit kaynağı yeşil yapraklı sebzeleri her öğünde tüketin

Yeşil yapraklı sebzelerden söz açılmışken, lahana, brokoli, ıspanak ve semizotu gibi sebzelerin de folik asit zengini olduğunu hatırlamak gerekir. Çünkü folik asit, günlük beyin faaliyetlerinde hafıza ve odaklanma yeteneğinize katkıda bulunuyor. İşte bu nedenle kahvaltıdan akşam yemeğine her öğünde, ister sandviç arasında isterseniz taze doğranmış bir salatada mutlaka bu sebzelerden tüketmelisiniz.

Daha güçlü bir hafıza ve sinir sistemi için Omega-3 ve B12 kaynağı besinlere yer verin

Beynin zorda kalınca yağ asitlerini enerji kaynağı olarak kullanabildiğini biliyoruz. Son yıllardaki pek çok bilimsel çalışmada bu yağlar içerisinde omega-3’ün ayrı bir yeri olduğu net şekilde gösterilmiştir. Beyin sağlığı, hafızanın güçlenmesi ve sinir sisteminin daha sağlıklı çalışması için gün boyu tükettiğiniz gıdalarda daha fazla omega-3’e yer vermeniz gerekiyor.

Taze deniz balıkları yüksek omega-3 ve B12 vitamini içerikleri sayesinde, sadece sağlıklı bir kalp-damar sistemine değil, aynı zamanda sağlıklı ve verimli çalışan beyin fonksiyonlarına da sahip olmanızı sağlıyor. Yani her yönüyle sağlık için haftada en az 2-3 öğünü taze balığa ayırmanız gerekiyor.