ERZURUM'DAN ORDU'YA; TDED'İN MESÛDİYE DİL ŞUURU GÜNÜ...

Abone Ol

Bugün Türk Dili ve Edebiyat Derneği Ordu Şubesi [TDED] olarak Mesûdiye ilçemizde, Cumhurbaşkanımızın teşebbüsüyle UNESCO tarafından 15 Aralık târihinin DÜNYÂ TÜRK DİLİ ÂİLESİ GÜNÜ olarak kabûlü bağlamında düzenlenen DİL ŞUURU ve TÜRKÇENİN ZENGİNLİĞİ konulu programa katıldık.
DOĞU'DAN BATI'YA KATILIM
Şâir-yazar arkadaşlar olarak Şenel ÖZATA, Hüseyin GÜRLEYİK ve Abdülkadir DEMİR ile beraber gittiğimiz ODÜ Mesûdiye Meslek Yüksek Okulu konferans salonunda icrâ edilen ve Erzurum TDED Şube Başkanı, "Dil ve Edebiyât" Yayın Kurulu Üyesi Sn. Murat ERTAŞ’ın vermiş olduğu konferansa Mesudiye Kaymakamı Gökhan Hülakü, Mesudiye Belediye Başkan Yardımcısı Aydın Gündoğdu, İlçe Milli Eğitim Müdürü Emine Turan Öztürk, Meslek Yüksek Okulu Müdürü Serkan Kul, TDED Erzurum YK Üyesi Dilaver Canlar, MMYO öğretim üyeleri ve talebeleri, memurlar ve personeller katıldı.
SAĞLAM KELİME, MUHKEM DİL*
Konuşmada Dil şuurunun gereği açıklanırken toplumun kültür, medeniyet ve yaşayış tarzlarıyla ihtiyaçlarının dilin gelişimini etkilediği, bunlara karşı duyarlı olunmadığı takdirde yozlaşmanın kaçınılmaz olduğu, dolayısıyla dilimize çok önem vermemiz ve de kelimeleri seçerek söylememiz gerektiği husûsu vurgulandı.
*EZİNTİ'DEN ÖZENTİ'YE!
Yine bu meyânda, özellikle gençler arasında, bir kompleks ürünü olarak yabancı kelime kullanma özentisine meydan verilmemesi, işin ciddiyetinin hissettirilmesi, milli varlığın korunması noktasında dilin yeri ve öneminin unutulmaması gerektiği dile getirildi.
BEŞ KELİME, BİR AĞAÇ, TEK TÜRKÇE
Konuşmacı Murat ERTAŞ, Türkçenin zenginliğini anlatırken de, bilhassa HAYIR, SERBEST, GÜL, EFENDİ, ABDEST kelimeleri üzerinden açıklamalar yaptı. Bunların hiç birinin aslının Türkçe olmadığı ve de kendi dillerinden bize geçtiğinde bambaşka anlamlarla berâber Türkçeleştiğini ifâde etti. Bunu, herhangi bir ülkeden gelen ağaç parçasının bir Türk ustanın elinde sanat eserine dönüştüğünde artık onun bize âit olduğu noktası üzerinden söyledi.
PLÂZA DİLİ; YOZLAŞMA GARÂBETİ
Onun için, mevcut Türkçe kelimelerimize sâhip çıkmalı, yabancı ekler ya da telâffuzlarla yozlaştırarak PLÂZA DİLİ denen garâbete, yâni bir nevî kültürel ucûbeye dönüştürmemeliyiz.
ERTAŞ tam burada, konunun daha iyi anlaşılması bakımından GÜLDÜR GÜLDÜR ŞOV'un PLÂZA adlı bölümünün izlenmesinin çok faydalı olabileceğini söyleyerek tavsiyede bulundu.
BİLİMDEN SANATA. TEKNİKTEN MÜZİĞE
Konferansta ayrıca, bir milletin kültürünü oluşturan, sanat-edebiyat, bilim ve tekniğe, müziğe ait zenginliklerimizi koruyup geliştirmenin hepimizin görevi olduğu belirtildi. Çünkü bunlar değerlerimizi geçmişten günümüze taşıyan en önemli vâsıtalardır.
GÜZEL KELİMELER, MUTLU İNSANLAR
Hayât için, mutluluk için güzel kelimeler seçmek çok önemlidir. Bir kimseye başarırsın dersen başarır. Milletimiz, "bir kişiye kırk defâ deli dersen deli olur. Velî dersen de velî." der. Onun için isimler önemlidir.
İKİ TECRÜBE, BİR GERÇEK
Burada Japon bilim adamı EMOTO'nun su ve pirinç üzerinden ayrı ayrı yaptığı deneyi örnek olarak anlattı ve bunun dijitâlden de tekrar dinlenebileceğini belirtti.
DİL, DİN, DEVLET, HÜRRİYET
Erzurum TDED Şûbe Başkanı, Araştırmacı-Yazar Murat ERTAŞ konferansında özetle aşağıdaki konulara dikkât çekti:
1-Dilini kaybeden milletler dinini de milliyetini de, devletini de kaybeder, tarih sahnesinden silinir. Yazıyı bulan Sümerlerin bugün yok olması gibi... Bulgarlar ve Macarların başka millet olması gibi. Kısaca, milletler dilleriyle var ya da yok olur. Dillerini kaybedenler kendilerini de kaybederler.
ÇOK HALK, BİR DİL, TEK MİLLET
2-Millet olmazsa devlet olmaz. Devletin tek dili olur. Millet dili ile halkların dilinin muhakeme edilmesi abesle iştigaldir. Milleti oluşturan halkların her birinin ana dili vardır, halklar ana dilleriyle de konuşur ama devlet ve milletin tek dili olur. Dolayısıyla yozlaşmanın bir sonucu olan Plâza diline karşı uyanık olacağız. Çünkü Dil bir milletin istiklâl ve de istikbâlidir.
ZENGİN DİL, ENGİN MİLLET
3-Türkçe, Türk milletinin egemen olduğu ve tarih boyunca medeniyet kurduğu coğrafyalardaki halklardan, kavimlerden kelimeler almıştır ve dünyanın en zengin dilidir. Mühim olan kelimenin hangi halktan alındığı değil o kelimenin Türk ruh dünyasıyla yeni şekil ve anlam kazanmasıdır. Türkçe her coğrafyadan kelime almıştır. Başka coğrafyalara da vermiştir. Bu her millete nasip olmayan bir zenginliktir.
YOZLUKLA MÜCÂDELE, KOMPLEKSLE SAVAŞ
4-Türkçeden utanıp yazı ve konuşma dilinde cümlelere Batı dillerinden yabancı kelimeler serpiştirip mutlu olanlar bir eziklik ve mağlubiyet psikolojisi yaşamakta ve de Türklüğünden utanmaktadırlar. Dilde yabancılaşma ve plaza diliyle her Türk vatandaşı mücadele etmelidir.
DİLDE SEÇİCİLİK, KELİMEDE TASARRUF
5-Toplumsal bir varlık olarak iletişimde iyi ve güzel anlamlı kelimelerin olumlu enerjisi insanları mutlu eder. Ya hayır konuş ya sus. Kırk gün deli denilse deli olur, veli denirse veli olunur. Üslubu beyan aynıyla insan...
TATLI DİL, ACI GERÇEK
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. Dolayısıyla, dili kullanırken en doğru, enerjisi yüksek, olumlu kelimeler seçelim. Böyle yaparsak fert ve toplum olarak daha mutlu olur, daha çok mutlu ederiz. Aksi takdirde dili bozuk insanların çoğunlukta olduğu bir toplumdan sevgi dolu, saygılı, dolayısıyla genel anlamda mutlu bir millet ortaya çıkmaz.
SORU-CEVAP, İKRAMLAŞMAK SEVAP
Sonra da soru-cevap kısmı ve Mesûdiye Kaymakamı Sn. Gökhan HÜLAKÜ Bey'in teşekkür meyânında hitâbı ve Belediye Başkanlığının misâfirlere ikramlarıyla berâber program sona erdi...
NÛRUN ALÂ NUR
Bizim için gerek giderken gerekse dönerken güzel sohbetler üstüne bu program da, hem misâfirlerimize hoşgeldin anlamında, hem de dinledikkerimiz, gördüklerimiz ve ikramlar bağlamında NÛRUN ALÂ NUR çerçevesinde güzel bir gün oldu. Rabbimize şükrediyor, sebep olup katkı verenlere de teşekkürlerle berâber, yenilerinde buluşmak ümîdiyle cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...