Açıklamada geçtiğimiz gün Konya’da Doktor Ekrem Karakaya’nın hastanede öldürülmesini kınayan Başkan Coşkun, Yıllardır sağlık sisteminin içinde ortaya çıkan ve her sorunda tıkanan sağlık sisteminin tüm sorumluluğu, adaletsizce hekimlerin ve sağlık çalışanlarının omuzlarına yıkılmıştır” şeklinde isyan etti.

“BEMBEYAZ ÖNLÜKLERDEN KARA TOPRAKLARA EMANET EDİLDİK”

Bu durum, sistemi çökmesin diye özveriyle ayakta tutmaya çalışan biz hekimlerin ve sağlık çalışanlarının, hedef olmasına neden olmuştur diyerek sözlerine devam eden Coşkun, “Bizlerin sahadaki tecrübe dolu fikirlerinin alınmadan planlandığı sağlık politikaları bizlere, maalesef şiddet, ölüm, çaresizlik, umutsuzluk olarak geri dönmüştür. Ülkede sağlıkta artan şiddet iklimi, bizlerin sadece çalışma koşullarını bozmakla kalmamış, artık can güvenliğimizi de ciddi oranda tehdit eder hale gelmiştir. Her geçen gün, dün olduğu gibi bir meslektaşımız, bizlerden, çocuklarından, annesinden, babasından, fedakârca hizmet ettiği hastalarından, katillerce koparılmış, bembeyaz önlüklerden kara topraklara emanet edilmiştir. Biz, bu ülkenin yetiştirdiği fedakâr, vicdanlı, korkusuz hekimler ve sağlık çalışanlarıyız. Canımızı da, hekimliğimizi de bu ülkeye ve insanımıza adamışız. Korkmayız kahpe kurşunlardan, korkmayacağız da. Bizi kurşunlar öldürmez, öldüremez, biz ancak her türlü fedakârlıkla, çocuklarımızı bile koklayamadan, hizmet ettiğimiz halkımız bize vefayı unutursa o zaman ölürüz. O zaman korkarız, ama Korkumuz, bu ülkede bilimin cehalete teslim olmasıdır. Sunduğumuz her talebi kendimiz için değil, ülkemiz ve insanımızın daha sağlıklı yarınlara ulaşabilmesi için istediğimizi kimse aklından çıkarmamalı” ifadelerini kullandı.

“ARTIK BİR SON BULMALI”

Ali Coşkun, “Cehaletin bitmesi için; 6136 sayılı ateşli silahlar, bıçak bulundurulması hakkındaki yasada acilen değişiklik yapılmalı, cezalar çok ama çok ağırlaştırılmalıdır. Suçun kaynağının bireysel değil, toplumsal olduğundan hareketle, 6136 sayılı Kanun, zalimler için korku veren, mazlumlar için güven veren hale getirilmelidir. Hastanelere giriş, adliye binasına girişten farklı olmamalıdır. AVM’lerin bile hepsinde bulunan bir X ray cihazı, bizlerin Güvenliği için hastanelerimizden esirgenmemelidir. Hekime ve sağlık personeline her türlü saldırı failine, çok ağır hürriyeti bağlayıcı cezalar ile mukabele edilmelidir. Artık gerçekten yeter! Hekimlerin ve sağlık çalışanlarımızın yıkılan güvenine, gelecek endişesine tahammülümüz kalmamıştır. Şiddet önlenebilir toplumsal bir sorundur ve bu sorun çözüme, önce niyet ederek ve toplumun tüm katmanlarıyla bir araya gelerek, el birliğiyle kavuşturulmalıdır. Aidiyet duyduğumuz Sağlık Bakanlığının ısrarlı ve ne olursa olsun özünün hekim olduğunu unutmaması gereken kararlılığında ve önderliğinde bu sorun hemen çözülebilir. Her şiddetten sonra bir kaç duygusal cümle sarf ederek, olayı geçmiş takvim yaprakları arasında unutmak çözüm olamaz, buna izin verilmemelidir. Biz o takvim yapraklarını hiç unutmadık, unutmayacağız! Bizler bu konuda, her insan gibi hakkımız olan kutsal yaşam hakkımızı, sağlıklı ve güvenli çalışma koşullarımızı bu ülkeye getirmeye kararlıyız. Doğumundan son anına kadar ailesinden de öte elini tuttuğumuz, yanında olduğumuz Hastalarımız ile aramıza nifak sokturmayız ve her zaman hastalarımız ile birlikte hareket ederek güç alacağız, bu sorunları da aşacağız. Ama bu gün ve yarın ülke genelinde yastayız, üzgünüz! Bize değer veren hastalarımızdan bu gün ve yarın anlayış bekliyoruz. Bundan önce tüm kaybettiklerimiz hekim kardeşlerimiz ve sağlık personelleri de dâhil olmak üzere, kaybettiğimiz hekim kardeşimizin ailesine ve tüm sevenlerine sabırlar diliyoruz” diye konuştu. Haber: Sibel YILMAZ

Editör: TE Bilişim