“HAYATINIZDAKİ İNSANI HAYALİNİZDEKİ İNSAN YAPMAYA ÇALIŞMAYIN”

Abone Ol

Ülkemizde aile ve çift terapisinin son yıllarda giderek artan bir öneme sahip olduğunu belirten Medical Park Ordu Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Psikolog İrem Naz Kırım, “Eğer çift olarak sürekli tartışıyorsanız, birbirinizi anlamadığınızı, dinlenmediğinizi, çözüm bulamadığınızı, ilişkide kendinizi değerli hissetmediğinizi, artık sevilmediğinizi, devam edemeyeceğinizi, sorunlarınızla baş etmekte güçlük çektiğinizi, çift gibi hissetmediğinizi, kendinizi yetersiz hissettiğinizi düşünüyorsanız aile ve çift terapisine vakit kaybetmeden başvurulmalıdır” dedi.

Bireylerin diğer insanlarla kurdukları ilişkiler, ruh sağlıkları, kendilerini ve diğerlerini anlama açısından çok önemli olduğunu söyleyen Medical Park Ordu Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Psikolog İrem Naz Kırım, “Özellikle de kişilerin ebeveynleri, eş ve çocukları ile kurulan yakın ilişkilerde bu rol daha belirgin bir hal alır. Bu yakın ilişkilerden birisi olan evlilik, nişanlılık, sevgililik dönemlerinde çiftler zaman zaman çatışmalar, zorlu ve sıkıntılı dönemler yaşayabilirler. Birliktelik, kişilerin hayat görüşleri de dâhil hem karakterlerine, hem de dış dünyaya bakış açılarına ilişkin pek çok farklılığın bir araya getirilmesi anlamına gelmektedir. Bu farklılıkların ilişkilerde yansıması çiftlerde zararlı olmaması için terapiye başvurulur. Terapistler, çiftlerin birbirlerine anlayabilmeleri için yapıcı yollar bulmasına yardım ederler” diye konuştu.

SORUNLARI ÇÖZÜME KAVUŞTURMAYI HEDEFLERLER
Çift ve aile terapisi, evli olan ya da olmayan çiftlerin yaşadıkları sorunları ele alıp çözüme kavuşturmayı hedefleyen bir terapi modeli olduğunu dile getiren Psk. İrem Naz Kırım, “Bu terapide terapist, çiftler arasındaki konuşmaları yönlendiren taraftır. Genel olarak çiftler birlikte seansa katılırlar. Önce tanışma seansı olarak bireyler tek tek alınır, daha sonrasında çift olarak görüşülmeye başlanır. Çift ve aile terapisinde, çiftlerin birbirlerini daha iyi anlaması, empatik yaklaşması, ben dilini kullanması, olaylara başka bir taraftan da bakması hedeflenmektedir. Bu sebeple çiftlerin birbirlerine ya da olaylara verdikleri tepkiler gündeme alınır. Terapistin görevi ilişkide tarafsız olmak, olayları adil ve açık bir şekilde çiftin fark etmesini sağlamaktır” şeklinde konuştu.

BU SORUNLAR GÖZ ARDI EDİLMEMELİ

Psk. İrem Naz Kırım, hangi sorunlarda bu terapiden faydalanabileceğimizi şöyle sıraladı:

Çift ilişkileri

Evlilik problemleri

Boşanma

Cinsel sorunlar

Çocuk, ergen ve yetişkin ruh sağlığı

Çocuk ve ergenlerde davranış bozukluğu ve okul problemleri

Yeme bozuklukları

Alkol ve madde kullanımı

Onkolojik hastalıklar

Yas, kayıp ve travmalar

Duygusal istismar, ihmal ve şiddet

Aile yaşamında değişiklikler (iş değişikliği, taşınma vb.)

Anksiyete ve depresyonu da içeren duygusal bozukluklar

Ebeveynlik becerileri

Üvey bireyi bulunan aileler destek.

Psikoseksüel zorluklar

Evlat edinme, üvey ebeveyn/çocuk ilişkileri

Kendine zarar verici davranış

Travma sonrası çocuklara, gençlere ve yetişkinlere destek

Göç eden ailelere destek

İş stresi

Ekonomik problemler

BU ŞİKÂYETLER VARSA MUTLAKA BAŞVURULMALI

Eğer çift olarak sürekli tartışıyorsanız, birbirinizi anlamadığınızı, dinlenmediğinizi, çözüm bulamadığınızı, ilişkide kendinizi değerli hissetmediğinizi, artık sevilmediğinizi, devam edemeyeceğinizi, sorunlarınızla baş etmekte güçlük çektiğinizi, çift gibi hissetmediğinizi, kendinizi yetersiz hissettiğinizi düşünüyorsanız aile ve çift terapisine vakit kaybetmeden başvurulması gerektiğine dikkat çeken Psk. İrem Naz Kırım, “Ayrıca ihanet, ebeveynlerin aileye müdahalesi, sınır çizememe, sözel ya da fiziksel şiddet, alkol sorunu, çocukların sorumlulukları, boşanma süreci, kayıplar ve hastalıklar, kıskançlıklar ve öfke sorunları yaşandığında da mutlaka terapiye başvurmanızda fayda vardır” açıklamasında bulundu.

SEANSLARA DÜZENLİ KATILIM SAĞLANMALI
Terapideki amacın, birlikte oluşturulan hedefler çerçevesinde yine birlikte çözümler geliştirmek olduğunu vurgulayan Psk. Kırım, “Bu nedenle tek taraflı yaklaşımlar değil, çiftlerin karşılıklı etkileşimi ve isteği, ilişkiye emek vermesi gerekir. Terapistin zaman zaman verdiği ödevler uygulanmalı, seanslara düzenli katılım sağlanarak devamlılıkla birlikte sorunların aşılabileceği iyice anlaşılmalıdır. Kendilerine, eşlerine ve terapiste saygı duymak ve dürüst olmak terapinin temel taşlarındandır. Çiftlerin, her insanın farklı yanları olabileceği kabul edilip, beraber yaşamanın dengesini sağlamaya odaklanması gerekmektedir. Kısacası “hayalindeki insanı değil, hayatlarındaki insanı kabul etmeleri ve onları olduğu haliyle sevebilme yöntemini bulmaları gerekmektedir”. Eğer orta yol bulmaya hazırlarsa terapistleri alternatif yaratmaları için destek olacaktır” diyerek sözlerini sonlandırdı. Haber Merkezi