HİCRET'TEN BUGÜNE ÂFETLER; YARDIM SEYRİ, ÂDETLER...

Abone Ol

Bir Berat'ı daha idrak ettik, kandiliyle iç âlemimizi aydınlattık; bol bol dua ve niyazlarda bulunduk. Ya Rab dedik, imtihan için gönderdiğin bu hayatı gayesine uygun bir şekilde tamamlayıp, lütfuna mazhar olarak beratını sağ eline alanlardan, Efendimiz SAV in komşuluğunda tüm sevdiklerin ve sevdiklerimizle beraber buluşanlardan eyle diye yalvardık-yakardık. Rabbimiz kabul eylesin; yaklaşan Ramazan ayımızı da mübarek eyleyip bizlere rahmet ve bereketinden bol istifadeler ihsan buyursun. Âmin...

BÜYÜK FELÂKET; KÜÇÜK KIYÂMET...

Geçtiğimiz ay malum Asrın Felâketi olarak nitelenen bir deprem olayı yaşadık. Bu olay küçük bir olay değil. İllâ küçük demek gerekirse ancak KÜÇÜK KIYÂMET denilebilir. Rabbimiz muhafaza eylesin; hem maddî ve özellikle de olumsuz manevi sonuçlarından.

ÂFET FÂNÎ, EBET BÂKÎ...

Bizlere her an hazırlıklı, müteyakkız bir hayat sürmeyi, ölüme din-iman selâmetleri üzere yakalanmayı nasip buyursun.

Çünkü asıl, telafisi olmayan, asrın değil ebedin felâketi o. Aman Yarabbi. Sana sığınıyoruz; bize yardım et, Ümmet-i Muhammed’i koru... Âmin...

EMEKSİZ YEMEK, AZIKSIZ SEFER...

Değerli okurlar. Her şey olduğu gibi bunun için de çaba gerekiyor. Emeksiz yemek olmuyor. Bu noktada kısaca da olsa bir şey söylemek gerekirse, beş vakit namazın en büyük fonksiyonunun burada olduğunu hatırlatmak gerekiyor.

PÖRSÜMEZ CEVHER, YANMAZ SİGORTA...

Müslümanlığın en büyük alâmeti ve de olmazsa olmaz İmanımızın en güçlü koruyucusu, bir nevi sigortası o. Onun varlığı dinî duyarlılığımızın kesintisiz bir göstergesidir. Böyle, geceleri gelen felâketlere namazını kılıp ta yatmış olarak yakalanmanın öbür dünyada sağlayacağı avantajı ısrarla ve ihlâsla devamlı kılınan bir namazdan başka hiçbir şey sağlayamaz.

"DÎNİN DİREĞİ NAMAZ;"

Çünkü namaz reisi bir ameldir; yâni İmandan sonra ilk başta gelen bir ameldir. Onu atlayıp ta yapılan diğer ibadetlerin onun yerini doldurma şansı yoktur.

"MÜ'MİN ONSUZ OLAMAZ!"

Onun için iman cennet için nasıl ki olmazsa olmaz ise namaz da Müslümanlığın olmazsa olmazlarındandır. Bu konuda gerek kılma gerekse keyfiyet bakımından noksanlıklar varsa bir an önce giderilmeli; bir Müslüman olarak namaza özenmeliyiz. Zira namaz olmadan hangi dinî samimiyetten, Allah CC sevgisinden, gerçek bir Peygamber muhabbetinden söz edilebilir?

EFENDİMİZ SAV'İN SON SÖZLERİ...

Bakınız; Ebu Davut rivayetinde Huzeyfe (RA) ın anlattığına göre, Peygamber Efendimiz SAV zor bir işle karşılaşınca kendisini derhâl namaza verirmiş.

Yine ENES (RA) da bu meyanda şöyle anlatıyor:

"Vefatı esnasında Efendimiz SAV in yanındaydık. Bize üç defa;

- Namaz hususunda Allah’tan korkunuz! Buyurdu.

...ve DUL ve YETİM ve tekrar NAMAZ...

Devam etti Efendimiz SAV:

- Emriniz altındaki insanlar hakkında Allah’tan korkunuz! Onlar dul kadın ve yetim çocuktur. Namaz konusunda Allah’tan korkunuz..."

ŞİRKE DİKKÂT, NAMAZA RİKKÂT...

İBN-İ MÂCE'de yer alan bir Hadis-i Şerif te şöyle:

"Paramparça edilsen, ateşlerde yakılsan bile sakın hiçbir şeyi Allah’a ortak koşma!

Hiçbir farz namazını da (bile bile) kasten terk etme!

Kim namazını bile bile terk ederse o kişi Allah Teâlâ'nın himâyesi ve hıfz u emânından uzak kalır."

Ne kadar anlatılmaya çalışılsa da namazın önemi ve güzellikleri, bereketleri gerçek boyutuyla ifade edilemez. Sağladığı uhrevî avantaj yanında dünyevî faydalarını açıklama konusunda da diller ifadeden âcizdir.

ANCAK YAŞAYANLAR...

Bunu, samimiyetiyle yaşayan ve yaşatan insan zaman içerisinde kademe kademe hissedip günbegün yeni farkındalıklara erişebilir.

Namaz, Efendimiz SAV olduğu kadar hepimiz için de bir sığınaktır.

EFENDİMİZ SAV ZAMÂNINDA DEPREM...

Bakınız, Hicretin 5. yılında bir zelzele oluyor. İnsanlar şaşkın. İlk defa karşılaşmışlar. Panik içinde Efendimiz Sav’a koşuyorlar. O da kapalı yerlerden boş alanlara çıkmalarını söylüyor. Sonra da çağrısını şöyle seslendiriyorlar:

- MUSALLÂYA, MUSALLÂYA!...

- Ey insanlar! Rasûlullah Sav’ın emridir; Musallaya toplanın musallaya!

Böyle bir dehşeti ilk defa yaşayan sahabeler her zaman olduğu gibi Efendimiz SAV e baktılar. O da herkesi sükûnete dâvet ettikten sonra şöyle buyurdu:

- Hiç şüphesiz ki Rabbiniz sizi, razı olacağı duruma döndürmek istiyor. Öyle olunca siz de O'nun rızasını dileyiniz...

"KARADA ve DENİZDE FESAT..."

Evet; böyle felâketler ilâhî birer ikazdırlar. Bir ayette şöyle buyurulur:

"Ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, günah işleyip yoldan çıkmaları yüzünden onlara azap dokunacaktır." (En'am 49)

Diğer bir ayet te şöyle:

"İnsanların ellerinin kazandığı (günahlar) yüzünden, karada ve denizde fesat çıktı ki (Allah), yaptıklarının bir kısmını (n cezasını), kendilerine (dünyada) tattırsın; ta ki (kötülüklerden) dönsünler." (Rum Süresi 41)

İBRET, TEVBE, İSTİĞFAR...

Bir diğer Ayet:

"Hiç olmazsa azabımız geldiği zaman, yakarıp tevbe etselerdi ya!" (En'am 43)

İşte böyle zamanlarda neler yapılması gerektiğine dair tavsiyeler noktasında öncelikle tevbe ve İstiğfarı artırmamız gerektiği ortadadır.

SOFRADAN TESELLÎYE el-HARAKÂNÎ...

İşin şahsî boyutu böyleyken diğer yandan elbette ki meselenin toplumsal boyutuna baktığımızda, geçen yazılarımızdan birinde irfan büyüklerimizden el-HARAKÂNÎ'nin, insanlara kimlik, kişilik sormadan hemen sofra kurma, bir de teselliyle çok önem verip bu hususu hizmet ekseni yapma özelliğinden söz etmiştik.

GÜN BUGÜN, DEM BU DEM...

Yardımlaşmanın en çok gerektiği günlerin bu günler olduğu da unutulmamalı. Nitekim Müslümanlar bunu hep yapmışlar. Büyükleri, önderleri de buna hep öncülük etmişler. Tıpkı günümüzde de olduğu gibi.

Örnek verdiğimiz El-Harakânî gibi büyüklerimiz de elbet bunu Efendimiz SAV ve sahâbîlerden örnek ittihaz ediniyorlar.

Hz. ÖMER, YANGIN, SÖNMEYEN ATEŞ!...

Buna bir misal olarak şimdi Mevlânâ'nın Mesnevisindeyiz:

"Hz. Ömer (RA)in hilâfeti zamanında Medine-i Münevver’de şiddetli bir yangın vuku bulur. Ateş su döküldükçe daha da artıyor gibidir. Dehşete düşen insanlar Hz. Ömer'e gelirler ve;

- Ateş su ile sönmüyor! derler.

- SUYU BIRAKIN, EKMEK DAĞITIN!...

Hz. ÖMER;

- O Ateş Allah’ın alâmetlerindendir. Sizin hasisliklerinizin kıvılcımıdır. Su dökmeyi bırakın da ekmek dağıtın! der.

Kıssadan hisse: Hadis-i Şerif’te buyurulduğu üzere;

"SADAKA VERMEK BELÂYI DEF'EDER." (Heysemî)

ZEKÂTTAN FAZLASI, İNFAKTAN ÇOĞU...

Bu minvalde Zekât ve sadaka gibi aslî mükellefiyetler yanında böyle felâket anlarında daha fazla infakta bulunmalıyız. Bunları yaparken de riya ve gösterişten kaçınmalıyız. Çünkü onlar da yardımların depremi olur Allah CC korusun.

ŞÂBAN'DAN RAMAZAN'A, BAYRAM'DAN SONSUZA...

Evet 3 ayların 2.si Şâban'dayız. Kutlu misafir Ramazan yaklaştı. Güzel bir mevsimdeyiz. Asrın felaketini yaşadık. Zor mesele ama; Allah CC var, gam yok. İman var, imkân var, sabır var, kardeşlik var, yardımlaşma var, tevbe var, istiğfar var, af var. Rabbimizin sonsuz rahmeti var. Efendimiz SAV in şefaati var.

Zaman yaklaştı. Önümüzde bayramlar var.

DÜNYÂDA YÜZAKI, AHİRETTE BERAT...

Rabbimiz, başta bu yazıda özellikle güvenilirlik noktasında kaynak metinler iktibasıyla istifade ettiğimiz YÜZAKI DERGİSİ MART 2023, 217. sayısına emek veren ve katkıda bulunanlar başta olmak üzere cümlemizi dünyada üzerine düşeni yapıp hayatını her hâlükârda bereketlendirerek güzelleştirenlerden, böylelikle sevdikleriyle beraber sonsuz bayramları Efendimiz SAV in komşuluğunda idrak lütfunda  bulunulanlardan eylesin Rabbimiz bizleri; bu duygularla cümleye sevgiler-saygılar wes'selâm...