İNTİBÂH-NÂME...

Abone Ol

Nedir bu çiğlikler, ham davranışlar;

Kendini hâlâdır haslamaz mısın?

Delibozuk çağın bitmek bilmiyor;

Aklını başına seslemez misin?

Kavak yellerin hep esmekte dâim

Vuslata yolunu kesmekte dâim

Bekleyenlerini yasmakta dâim

Kemâli kendine üslemez misin?

Nere bu gidişler, kirli yüzlerle?

Argo kelimeler, abes sözlerle!

Çarpık yürüyüşler, çapkın gözlerle!

Bir gün bir duvara toslamaz mısın?

Yedin-içtin, azdın; oldun bir azman!

Ne konu açılsa, hepsinde uzman!

Mâşâllâh, var belli okuman-yazman;

Bunu nezâketle süslemez misin?

Kimin alır, kimisini satarsın

Varlığın üstüne varlık katarsın

Farkında, ya değil; hava atarsın

Biraz da şeytana taslamaz mısın?

Görmez misin herkes bırakıp gider

Nerde dayı emmi, nerede peder?

Aklı olan bâkî gâyeler güder;

Fânî olanları kes’lemez misin?

Bilmez misin bizler gitmeye geldik

Hakk’ı, hakîkâti tutmaya geldik

Bir yâr için yanıp-tütmeye geldik

Sen böyle duygular beslemez misin?

Nûrânî, çok doğru; güzel söylersin

Sen de nasihatla gönül eylersin!

Sen orada, biz burada; neylersin!

Bizi de dinleyip paslamaz mısın?

Aramız çok değil, bir ince perde!

Bir bakarsın kalkar ummadık yerde

Farklı kompartıman, aynı seferde

Belki bir durakta ras(t)lamaz mısın?

Dünyâmız birdir de, âhiretimiz?

Var mı selâmete hiç niyetimiz?

Belki varsa bile yok diyetimiz!

Ya, nâr-ı cahîmi üslemez misin?

Aman Yâ Rabb koru Sen hepimizi

Kayanlar olursa buldur hep izi

Komşu kılsın için Rasûle bizi

Gönlünü o bağra yaslamaz mısın?

Sağol beyim, okumaktan zevk aldım

Yalnız biraz uzun, sanki dayfaldım!

Belki düşünceden, şaşırdım kaldım!

Bundan böyle bizi seslemez misin?