Kazı sevmek güzel, ama önce yaşanabilir köyler gerek!

Abone Ol

Geçtiğimiz gün belediyeden gelen bülten düştü mailime

“Ordu Kaz’ı Sevdi.”

Sevmesinde ne yapsın canım ciğerim, başka proje yok ki!

Madem kaz geliyor, sevelim diyor vatandaş.

Ama işin gerçeği bu bültenin parıltısının altında, bizim gazetenin ihbar hattı tam tersi hikayelerle dolup taşıyor…

“Yol yok, su yok, ambulans iki saatte iniyor şehir merkezine …”

Tarıma destek güzel, yanlış anlaşılmasın.

Ama köyde yaşamı, sosyal alanları desteklemeden,

alt yapıyı, hizmeti, gençlerin, kadınların üretime katılımını sağlamadan

kazla ne olur bilemem.

Geçen gün Pazar’daki pazarcı teyzelerle sohbet ettim.

Hepsi aynı derdi anlattı:

“Üretim zor, köyde yaşamak zor, ” dediler.

Sadece kaz yetiştirmekle kalkınma olmaz.

Biz köylere ne kadar dokunuyoruz?

Göçü durduracak kaç sosyal alan açıyoruz?

Kaç köye düzgün yol yapılıyor?

Kaç köyde kesintisiz su, sağlık hizmeti, internet var?

Kaz projesi güzel, ama köyde yaşamı kolaylaştırmadan,

alt yapıyı tamamlamadan,

insana yatırım yapmadan bu iş yürümez.

Kalkınma, sadece tarım değil,

insanların o topraklarda huzur içinde yaşayabilmesi demek.

Sözün özü;

Ordu kazı sevsin ama köyü de sevmesin mi?

Göçü durduracak, insanı tutacak gerçek projelerle,

alt yapıyla, sosyal alanlarla kalkınmalı köyler.

Kazı sevmek güzel, ama önce yaşanabilir köyler gerek!