Geçtiğimiz cumartesi, kitapçıda raflar arasında dolaşırken bir kitap düştü önüme.
Yaratma Cesareti – Rollo May.
Rollo May bir psikoterapist ama aynı zamanda insanın “varoluş sancılarına” ışık tutan bir düşünür.
May’in sayfalarında dolaşırken bir şey fark ettim;
Kendimiz olmaktan neden bu kadar korkar hale geldik?
Çünkü biz, varlığımızı başkalarının onayıyla ölçmeyi öğrenmişiz.
Birini sevdiğimizde, onun sevgisini kaybetmemek için kendimizden eksiltmeyi “fedakarlık” sanıyoruz.
Bir grubun parçası olabilmek için sessiz kalmayı “olgunluk” sayıyoruz.
Ve bir süre sonra, bizden geriye sadece maskelerimiz kalıyor.
Ama Rollo May’e göre bu, bir nevroz başlangıcıdır.
Nevroz, Freud’un tanımında bastırılmış dürtülerle ilgilidir.
Ama May başka bir açıdan ele almış konuyu…
“Nevroz, bir insanın yaratıcı gücünü ortaya koyamamasından doğar.”
Yani bir düşünceyi ifade edememek…
Bir hayali gerçekleştirmekten korkmak…
Kendini olduğun gibi sunamamak…
Bütün bunlar içimizde yavaş yavaş kıvrılıp duran bir ruhsal düğüme dönüşüyor.
Rollo May diyor ki;
“İnsan, baskılandıkça hasta olur; kendini ortaya koydukça iyileşir.”
Düşünsenize…
Bir gün iş yerinde bir fikir sunmak istiyorsunuz ama “Ya saçma bulunursa?” diye susuyorsunuz.
Bir ilişkide sizi rahatsız eden bir davranışı dile getirmek istiyorsunuz ama “Ya üzülürse ?” diye vazgeçiyorsunuz.
Her biri küçük bir reddediş gibi görünüyor, ama aslında kendini terk etmektir bu.
Çünkü May’e göre en büyük yaratım, “sanat eseri” değil, “kendini inşa edebilmektir.”
Ve bu inşa; çatışmalarla, korkularla, yalnızlıkla yüzleşmeyi gerektirir.
Ama işte burada da devreye cesaret giriyor devreye…
May’in satırlarında sık sık karşılaşıyoruz o tanımla;
“Cesaret, korkunun yokluğu değildir; korkuya rağmen adım atmaktır.”
Belki bugün sadece şunu diyebilmek bir başlangıç olabilir;
“Evet, korkuyorum… ama yine de kendi cümlemi kuracağım.”
Çünkü bazen sadece bir “Ben böyle düşünmüyorum” cümlesi bile yaratıcı bir devrimdir.
Şunu unutmamalı;
Kendin olmak kolay değildir.
Kabul görmeme ihtimali vardır.
Yanlış anlaşılabilirsin.
Yalnız kalabilirsin.
Ama kendin olmadan yaşarsan, zaten çoktan yalnız kalmışsındır.
Ve belki de Rollo May’in en sert ama en gerçek sözü şu;
“Kendinden vazgeçerek kurduğun hiçbir ilişki seni iyileştiremez.”
Evet…
Bugün biri senden susmanı, uyum sağlamanı, değişmeni bekliyorsa, bir şey hatırla!
Onların sevgisine sahip olman, kendine sahip çıkmıyorsan, hiçbir şey ifade etmez.
Ve bazen en devrimci cümle şudur;
“Hayır.”
Çünkü o “hayır”, başkalarına değil, yıllardır susturduğun kendine “evet” demektir.