“Vatandaşın derdini kendine dert edinmeyenin projeyle işi olmaz”
“Manşetlerde Hükümetlerin düşürüldüğü Türkiye manzarasıyla karşı karşıyaydık”
“Vesayetin bekçiliği yerine milletimizin temsilciliğini yapıyoruz”
Tahmin ettiğiniz gibi, 11 Mart’ta İstanbul Sultanbeyli’deki toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan böyle demişti. Sadece orada değil, aslında her ortamda “Önce Memleket” diyerek sözlerine başlıyor ve böyle sıralayıp gidiyor. Türkiye, 16 Nisan Referandumu’na hazırlanıyor. Bu referandum, ayak sesleri aslında bundan 12 sene önce gelmeye başladı. Sistemin ilk önerisini dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek yapmıştı ve dönemin Başbakanı Erdoğan da bu öneriyi desteklemişti. Bundan sonraki süreçte de, Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından defalarca ‘Yeni Anayasa’ şeklinde dile getirilmeye başlandı. Ekim 2016 tarihinde, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan yardımcılarından Hayati Yazıcı, Nisan 2017’nin değişiklik için halkoylaması tarihi olacağını açıklamıştı. Şimdi gelinen noktada, 16 Nisan 2017 Referandumunda ya Türkiye kazanacak, ya Türkiye kaybedecek.
Türkiye şimdi hem iktidar, hem de muhalefet partileri tarafından karış karış, il il geziliyor, seçmenlere Yeni Anayasa değişikliği neden bu kadar önemli bu anlatılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan başka bir yerden, Başbakan başka bir yerden, bakanlar, milletvekilleri ayrı yerlerden sesleniyor seçmene. Elbette Ana Muhalefet Partisi için de aynı şey geçerli.
“KARADENİZ’İN İNCİSİ ORDU’DA YENİ DÖNEM BAŞLADI”
Ve şimdi gelelim genelden yerele…
Ordu, Türkiye’nin sayılı büyükşehir belediyeleri arasına girdi, hem sürekli gelişen ve büyüyen güzel bir şehir olma yolunda ilerliyor, hem de Türkiye’nin marka şehirlerinden biri olma yolunda ilerliyor. Bu ilerlemeyi özellikle Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerinden, yolların, dağların, tepelerin, ırmak, dere kenarlarındaki çalışmalarından anlıyoruz.
Peki, 16 Nisan 2017 referandumuna ilişkin durum ne? Bugün Ordu’da bir referandum havasını görmek mümkün değil. Sadece gelen Cumhurbaşkanı danışmanları, bakanlar, milletvekilleri ve diğer konuklarla birlikte yapılan organizasyonlardan başka hiçbir şey yok. Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli geliyor, bakıyoruz Büyükşehir Belediye Başkanı var. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş geliyor, bakıyoruz Büyükşehir Belediye Başkanı var. Sağlık Bakanı Recep Akdağ geliyor, bakıyoruz Büyükşehir Belediye Başkanı var. Kadınlar Günü diyoruz, geliyor, bakıyoruz yine Büyükşehir Belediye Başkanı var. Bir cenaze, düğün-dernek diyoruz, yine Büyükşehir Belediye Başkanı var. Hemşeri dernek yöneticileri gelir, ilçelerin sorunları olur bakıyoruz yine Büyükşehir Belediye Başkanı var. Hep Büyükşehir Belediye Başkanı, hep Büyükşehir Belediye Başkanı!
Şimdi iktidar partisi açısından bakacak olursak, 16 Nisan referandumu en çok kimi ilgilendiriyor?
Bir Ak Parti iki seçmen…
Ordulu seçmen burada, Ordu’da…
Peki, Ak Parti nerede?
Ordu İl yönetimi nerede? Milletvekilleri nerede? Trabzon’un İstanbul doğumlu bir milletvekili ve bakanı var ki, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu her hafta sonu ya Trabzon’da, ya da Trabzonlularla. Ordu’nun bakanı? Ayda bir belki Ordu’da, onun dışında Ankara’da, İstanbul’da, Bursa’da, Konya’da orada, burada.
Ordu’nun seçmeni fındıkla ilgili küçücük de olsa bir müjde bekliyor. Bu müjdeyi vermek, bunun için çaba harcamak, kendisini Ordu’dan milletvekili seçerek Meclis’e gönderen fındık üreticilerine karşı milletvekilinin en önemli vazifesi, namus meselesidir. Bu konuya böyle bakılması gerekir ama gelin görün ki, Ordu’da ne vekil var, ne bakan. Ne müjde var, ne çaba. 16 Nisan kampanyasından eser yok, üzerine hoparlör yerleştirilen araçların ses kirliliğinden başka hiçbir reel çalışma yok. Kampanya olur, Büyükşehir Belediye Başkanı yönetir, Bakanlar gelir Büyükşehir Belediye Başkanı ağırlar, organizasyon olur Büyükşehir Belediye Başkanı düzenler. “Ne bu böyle” diye birilerinin sorması gerekir…
Yok…
Yaprak kımıldamıyor…
Şimdi sormak gerekiyor acaba Büyükşehir Belediye Başkanı’nın üzerine mi oynuyorlar diye?
Şimdi sormak gerekiyor Ordulu Ak Parti yöneticilerine…
Devletin zirvesindeki isimler, Anayasa Değişikliği referandumunda seçmenin neden ‘Evet’ demesi gerektiğini bölge bölge, il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle, köy köy gezerek anlatırken siz Var Mısınız? Yok musunuz?
