SÂDIK HOCA AĞABEYİMİZ'İ EBEDİYETE UĞURLADIK...

Abone Ol

Nerden başlayacağımızı, nasıl yazacağımızı bilemiyoruz. Sâdık Âbi'yle ilgili hep ileriye dönük düşünce ve hayâllerimiz vardı. Sanırız o da öyleydi.
Çünkü, kendisiyle alâkalı olarak hiç hastalık falan konuşulduğunu, ya da buna dâir bir haber geçtiğini hatırlamıyoruz.
"DÜNYÂ DÖNEN DEĞİRMENDİR"
Hep hâtıralardan ve de yazılan, yazılacak şeylerden, süren çalışmalardan konuşuyorduk. Zâten cenâzede insanlar ve de konuşma yapan hocalarımız da, sağlıklı olduğu, hiç doktora gittiğini duymadıkları şeklinde ifâdelerde bulundular.
HAYÂT FÂNÎ, ÖLÜM ÂNÎ
Sözün özü; Allâh'tan gelene boynumuz kıldan ince âmennâ ama, böyle bir şey hiç aklımızın ucundan bile geçmemişti.
Biz onun ilim bahçesinin havasını teneffüs etmeyi, ama fazla meşgul etmemek adına da arada-sırada gitmeyi bir vecîbe olarak görüyorduk.
ÂŞIK HASAN, ÂRİF BABA
Bu cesâreti de onun ısrarlı dâvetinden, samîmî olduğundan şüphe ettirmeyen tavrından alıyorduk. Daha doğrusu, 3-5 kişilik bir arkadaş grubu olarak onun yaptıklarını izlemek, yazdıklarını okumak, gösterdiği, bizim de tanıdığımız babasının, ÂŞIK HASAN KİTABI türünden eserlerini beklemek bize doyumsuz haz veriyor, onun evrenine çekiyordu. Şimdi biz birden bire şaşırdık âdetâ; bir boşluğa düşmüşlük psikolojisi yaşıyoruz.
SÜRPRİZ WEFÂT, GÜZEL MEMÂT
Sözünü ettiğimiz şahsiyet, Ordu Üniversitesi Tefsir Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eyüp SÂDIK KILIÇ Hoca Ağabeyimiz. Mâlum; âni bir kâlp krizi netîcesi Cumartesi günü akşama doğru wefât etmişti. Cenâzesi bugün (14.12.25) Bahçelievler Mahallesindeki evinin önünde yapılan kıraat, Samsun Müftü Yardımcısı, talebesi Hacı KAHRAMAN ile ODÜ rektörlerinden Prof. Dr. Ali AKDOĞAN'ın helâlleştirme konuşması ve duâlarıyla berâber ORDU ULU CÂMİİ'ne getirildi.
MÜSTAKÎM HOCA, MUHSİN ŞAHSİYET
Câmideki sohbeti, Diyânet İşleri Başkanlığını temsîlen merâsime katılan, Başkan yardımcılarından Prof. Dr. İbrâhim Hilmi KARSLI Hoca yaptı. Burada hocamızın özellikle her işini titizlikle ve mükemmel yapmasına atfen onun, Rabbimizin de sevdiğini ifâde ettiği, işini güzel yapma, hakkını verme, işlerini Hakk'ın güzel rızâsına uygun düşürme anlamına gelen 'Muhsin'liği yönüne vurgu yaptı. Onun, çok yönlü ve her ne iş yaparsa özenmesi dolayısıyla Kur'an'da işâret buyurulan muhsinler zümresinden olduğunu belirtti.
HİSLİ WEDÂ, İÇLİ DUÂ
Daha sonra, öğlenin ardından kılınan, imâmeti gibi helâlleştirme konuşmasını da 40 yıllık yol arkadaşı Prof. Dr. Nasrullâh HACIMÜFTÜOĞLU'nun yaptığı ve binlerin katıldığı cenâze namazını müteâkiben ODÜ İlâhiyât Fakültesi önündeki vedâlaşma sonrası TURNASUYU âile kabristanlığına götürülerek burada anne ve babasının yanında toprağa verildi.
ÖLENLERE RAHMET, KALANLARA ÂFİYET
ALLÂH CC rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. RABBİMİZ başta âile efrâdı, yakınları, dostları, talebeleri ve de tüm sevenlerine sabr-ı cemîller ihsân buyurup, cümleyi sevdikleriyle berâber Efendimiz SAV'in komşuluğunda buluştursun; Âmîn...
BİR EFSÂNEYİ UĞURLADIK
Merâsimle ilgili yazılacak çok şey var. Bugün biz bir efsâneyi uğurladık. Bundan sonra yapılanlar ve yazılanları gördükçe daha bir hayıflanacağız. Niye tanışmadık, niye konuşmadık, niye konuşturmadık? Ayağımızın dibindeymiş te niye gitmedik? Niye onu vefat etmeden önce sık sık binlerle buluşturmadık? Elimizde var olan bulunmaz değeri bulup ta gençlerimizle tanıştırmadık?
NASIL ANLATAYIM AĞABEY SENİ?!
Gerçekten; aynı zamanda arkadaşları olan hocalarımız gerek evin önünde, gerek helâllleştirmelerde, câmide ve duâ aralarında kısmen anlattılar. Ama bundan sonra bizzat görmeyene onu nasıl ya da ne kadar anlatabilirsiniz ki?
SÖZDE HALÂVET, ÖZDE ULVİYET
Zîrâ, âcizâne mahalle, yayla komşuluğu ve âilece bilişme meyânında kendisiyle öteden beri tanışıklığımız görüşüklüğümüz var. Onun sohbetindeki tad, sıcaklık, derinlik, ulviyet nasıl anlatılabilir? Hadi kelimelerle anlattınız; jest ve mimiklerdeki o halâvet nasıl yansıtılabilir?
BÜKÜLEN BAŞLAR, DÖKÜLEN YAŞLAR
Nitekim o halâvet bugün konuşan hocalarımız, dinleyen talebeleri, yakınları ve dostlarının gözünden yaş olarak sicim sicim akıyordu.
Hocamızın âni gidişi hepimizi sarstı. Bir yanımız göçtü sanki. O bizim için hocadan çok öte dosttu. Ağabeyden öte nazlanabildiğimiz bir kardeşti. Herşeyi rahatlıkla ve net konuşabildiğiniz bir dert arkadaşı, bir sırdaştı.
DOĞAL HAYÂT, DOPDOLU MEMÂT
Onu en çok heyecanlandıran şey halkın, eski komşularımızın, Anadolu irfânının tezâhürü doğal yaşantıları, hep iyilik ve erdem tüten tavırları ve bunları konuşup paylaşmaktı. Annesini anlatırken, babasından söz ederken sanki bütün hücreleriyle konuşurdu.
Aynı şekilde bizlere davranışı da çok içten ve tahassürlüydü.
İÇTEN SOHBET, DOSTÂNE MUHABBET
Kendi adıma onun çalışmalarını çok önemsiyor, dâima bir çabanın ve eserin çalışması, farklı farklı projelerin plânlamaları içerisinde olduğunu görüyor, bu bağlamda vaktini aldığımız hissiyâtıyla kıvranırken onun her defâsında âdeta sorgularcasına niye daha sık gelmiyorsunuz söylemleri, sohbetin uzayıp gitmesi ve onun iştihâsının eksilmemesi bizi şaşırtıyordu.
DOST CANLISI, İRFÂN ÂŞIĞI
Öyle ki, şimdi yine sorarsa ne diyeceğiz sıkıntısı basardı bizi. Öylesine dost canlısıydı. O bir ilim adamıydı ama, ayağını bastığı toprağın kültürü, folklorü, öyküleri onu en az branşı kadar heyecanlandırıyordu.
DENİZDEN UMMÂNA
Sâdık Ağabeyimizi daha çok yazacağız. İlgili herkes yazacak. Diyeceksiniz ki; ne kadar çok tanıyanı varmış. Meğer biz deniz sâhillerinde ufuklara dalıp giderken etrâfımızda bir umman bulunduğunun hiç farkında değilmişiz.
EYÜP HOCA, SÂDIK DOST
Bir yerde bir defter açılsa, ya da SÂDIK HOCA'YA MEKTUP yarışması düzenlense, o gün dökülen gözyaşlarının bir sevgi mürekkebi olarak sayısız sayfaları dolduracağı âşikâr.
Değerli dostlar; daha sa uzatmamak adına bu kadarla yetiniyor, okuyucu yorumları, hocalarımızın yaptığı konuşmalar ve genel gözlemlerimiz, ayrıca geçmişe dâir hâtıraları başka yazılara bırakıyoruz.
GÖNÜL BURCU, İSLÂM COĞRAFYASI
Bu duygu ve düşüncelerle şimdilik kaydıyla sözlerimizi noktalıyor, vefâta ve merâsime dâir diğer yazılarda buluşmak üzere vedâ ederken, bilvesîle hocamızın odasına gittiğimizde karşılaştığımız şekliyle, tüm İslâm coğrafyasından talebelerinin de bulunduğunu hatırlatarak,
BATI ŞERÎA, LÜBNAN, SÛRİYE; HEPSİ
başta Gazze, Batı Şerîa, Doğu Türkistan, Arakan, Sûdan, Lübnan ve Sûriye olmak üzere tüm mazlumların kurtuluşunu tez zamanda bizlere lûtfedip göstermesi niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor; cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...