SANA GÖZÜM GİBİ BAKARIM

Abone Ol

Dün durakta dolmuş beklerken, Yeşim’le yanımıza yaşlı bir çift geldi. Amca gözlerini kaybetmişti ama bu öyle hemen fark edilecek bir durum değildi, teyze ve amca bu hale o kadar alışmıştı ki, kendi aralarında oluşturdukları sessiz, beden diliyle kurulu bir iletişim dili vardı adeta.

İkisi de çok sevgi doluydu, ama bu sevgi gösterişsiz, doğal ve birbirine yaslanmış bir halde tezahür ediyordu. Teyze koluna girdi amcanın ama bu bir yardım değil, bir görev değil, bir alışkanlık da değildi. Bu, birbirine yaslanabilmenin, birlikte durmayı öğrenmenin bir haliydi.

Sosyolojik olarak bakıldığında, günümüz dünyasında çift olma hali neredeyse kaybolmuş durumda.

İnsanlar yan yana olmayı birbirini “tamamlama” veya “dengeleme” olarak algılıyor. O çiftte ise yan yana durmak bir hesap meselesi değil, paylaşılan bir varoluş haliydi.

Amcanın görememesi, ilişkilerini bozacak bir eksiklik değildi, teyzede yeniden vücut bulan bir algı, ortak bir dünyanın parçası olmuştu.

Modern bireycilikte nadir görülen bir durum bu.

Bir insanın eksikliği diğerinin bütünlüğünü tehdit etmiyor, aksine birlikte yeniden anlam kazanıyordu.

Psikolojik açıdan bakıldığında, görünen şey “bakım veren” veya “bakılan” rolleri değil, kimliklerin birbirine yaslanarak genişlemesiydi. Teyze, amcanın yerine yaşamıyor, onun eksikliğini doldurmuyor sadece birlikte orada olmayı biliyordu.

Bu, güvenin ve vefanın en temel halidir…

Karşılıklı teslimiyet değil, birlikte var olabilme yetisi.

Amca da kendini eksik hissetmiyordu yanında birinin varlığı onu tamamlamıyor, sadece birlikte var olabilmek, kimliklerini kaybetmeden birbirine yaslanmayı mümkün kılıyordu.

Toplumsal düzeyde bu sahne, modern hayatın kaybettiği bir ritüeli hatırlatıyor…

Birbirine yaslanmayı öğrenmek, birlikte durabilmeyi keşfetmek ve bunu borç veya sorumluluk gibi değil, ortak bir duygunun doğal bir yansıması olarak görmek.

Günümüzde ilişkiler çoğunlukla performansa dayalıdır “Ben ne veriyorum, sen ne veriyorsun?” Bu çift ise performansla değil, süreklilik ve birlikte var olabilme kapasitesiyle ölçülüyordu.

Dolmuş geldi.

Onlar bindiler.

Sahne bitti.

Ama içimde şunu bıraktı;

Çift olmak, çoğu zaman görünür bir sevgi göstergesi değildir. En derin bağ, birbirinin eksik yanını tamamlamaktan ziyade, birlikte var olabilme halidir.

Modern dünyada bunun farkına varmak, belki de en nadide deneyimlerden biridir.