Sevgi Herkese Yakın Durmaz

Abone Ol

Şermin Yaşar’ın Altı Harfli Bir Tatlı kitabında altını çizdiğim bir cümle var;

“İnsan almadan veremiyor.” İlk anda şefkatli bir tespit gibi geliyor.

Ama üzerinde düşününce, bu cümle biraz da mesafeyi hatırlatıyor insana.

Çünkü herkes sevgiye aynı yerden yaklaşmıyor. Sevgiyle büyümemiş birine sevgi vermek, her zaman iyileştirici olmuyor.

Bazen fazla geliyor.

İnsan, bilmediği duygunun içinde kaybolabiliyor. Aynı dili konuşmadığınız birine uzun uzun bir şey anlatmaya çalışmak gibi ne kadar iyi niyetli olursanız olun, yorucu.

Tanıdığım biri var. Aile sevgisi görmemiş. Şimdi bir aile ortamına girdiğinde içi ısınmıyor, aksine geriliyor. Sevgi onun için bir sığınak değil, dikkatli olunması gereken bir alan.

Çünkü geçmişte sevgiyle birlikte hayal kırıklığı da gelmiş. Böyle olunca insan, kendini korumayı öğreniyor.

Psikolojide sınırlar önemlidir.

Her yaraya dokunmak iyileştirmez.

Bazı yaralar, üstüne gidildikçe kanar. Sevgiyle tanışmamış birinin alanına fazla girdiğinizde, bunu şefkat olarak değil, tehdit olarak algılayabilir.

Bu yüzden bazen en doğru şey, bir adım geri durmaktır.

İnsan almadan veremiyor, evet. Ama bu, herkesin almaya hazır olduğu anlamına gelmiyor. Hazır olmayan birine sürekli vermeye çalışmak, iki tarafı da yorar.

Veren tükenir, alan sıkışır. O noktada sevgi olmaktan çıkar, bir baskıya dönüşür.

Belki de olgunluk, herkesi iyileştirmeye çalışmamakta gizlidir. Herkese aynı yakınlıkta durmak zorunda değiliz.

Bazı insanlara uzaktan iyi gelinir.

Mesafe, sevgisizlik değil, bazen saygıdır.

Altını çizdiğim o cümle bana şunu düşündürdü!

Sevgi, her kapıyı zorlayarak girmez. Bazı kapılar aralıktan bakılmasını ister. İnsan almadan veremiyor ama bazen önce durmak, beklemek ve mesafeyi korumak gerekiyor.