TÜRKİYE EN ÇOK ANTİBİYOTİK KULLANAN ÜLKELERİN BAŞINDA GELİYOR

Abone Ol


Türkiye, dünyada ve Avrupa'da en çok antibiyotik kullanan ülkelerin başında geliyor. 2015 yılı rakamlarına göre Türkiye'de 1.000 kişi başına günlük 48 doz antibiyotik kullanılıyor. Bize en yakın ülke olan İspanya'da bu sayı 39'da kalıyor. Bu, insanlarda kullanılan antibiyotikler açısından durum. Ama unutmayalım ki dünya genelinde antibiyotiklerin büyük kısmı, yaklaşık %80'i, tarım ve hayvancılıkta kullanılıyor. Tarım ve hayvancılıktaki kullanım da bakterilerin antibiyotiklere direnç geliştirmesine neden olduğu için bu sektörlerde ciddi önlemler alınması gerekiyor.

Antibiyotik sadece bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlarda işe yarar
Antibiyotikler bakteri dediğimiz mikroorganizmaların sebep olduğu enfeksiyonların tedavisinde kullanılan aslında bakterileri öldürürken canlı bütün hücrelere bir takım etkileri olabilen ciddi ilaçlardır. Antibiyotik bütün enfeksiyonlarda değil sadece bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlarda işe yarar ve ancak o zaman gereklidir. Bu nedenle virüslerin neden olduğu nezle grip gibi enfeksiyonlarda değil bakterilerin neden olduğunu düşündüğümüz veya testlerle gösterdiğimiz enfeksiyonlarda doktor önerisiyle kullanılmalıdır.

Antibiyotik alımı konusunda hekimlere ve eczacılara ısrarcı olmayın
Doğru antibiyotik kullanımı, doktorunuzun önerdiği antibiyotiği onun önerdiği şekilde ve önerdiği süre kullanmaktır. Zamanını kaçırmadan, ara vermeden önerilen süreyi tamamlamak direnç gelişmesini engellemek için çok önemlidir. Hekim önerisi olmadan antibiyotikleri eczaneden alıp kendi başımıza kullanmamamız gerekir. Pek çok gelişmiş ülkede olduğu gibi Türkiye'de de eczanelerden reçetesiz antibiyotik verilmemektedir. Doktorları antibiyotik yazmaya veya eczacıları reçetesiz vermeye zorlamamak gerekir.

Yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanımı çok kötü sonuçlara sebep olur
Her şeyden önce unutulmamalıdır ki antibiyotikler canlı olan bütün hücrelere zarar verebilen ciddi ilaçlardır. Gereksiz antibiyotik kullanımı kalp, karaciğer, böbrek ve daha pek çok organda zarara sebep olabilir. İkinci olarak; antibiyotikler vücudumuzdaki bize çok gerekli olan faydalı bakterileri de öldürerek vücut dengemizi bozabilir. Son olarak bakterilerin direnç kazanması ve bu direnci diğer bakterilere de bulaştırması nedeniyle antibiyotik direnci yaygınlaşır. Antibiyotik direnci, bakterilerin çeşitli mekanizmalarla antibiyotik dediğimiz kimyasal moleküllere karşı dayanıklı hale gelmesi, antibiyotiklerden etkilenmeden çoğalmaya ve hastalık yapmaya devam etmesidir. Antibiyotik direnci bakterilerin antibiyotiklerle karşılaşmasıyla gerçekleşir. Nasıl ki insan toplumlarında her bir birey farklı özelliklere sahip ise, her bakteri topluluğunda da kullandığımız antibiyotiğe karşı doğuştan dayanıklı olan bireyler vardır. Biz antibiyotik kullandığımızda, antibiyotiğe duyarlı olan bakteriler ölürken bu doğuştan dayanıklı olanlar ölmezler, duyarlı bakterilerin ölmesinin sağladığı boşluğun avantajıyla çoğalmaya devam ederler. Üstelik kendilerini antibiyotiğe dirençli yapan genetik özelliklerini başka bakterilere bulaştırarak onların da dirençli hale gelmesine neden olurlar. Bir süre sonra o bakteri türünün tamamı karşılaştığı antibiyotiğe dirençli hale gelir.
 

Her yıl 700.000 kişi antibiyotiklere dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlardan hayatını kaybediyor
Antibiyotiklerin doğru ve akılcı kullanımı sadece hekimlerin gayretleri ile olmuyor.  Halkımıza da bu konuda büyük sorumluluk düşüyor. Akılcı antibiyotik kullanımı konusunda bilgi sahibi olmak, hatalı antibiyotik kullanımının kötü sonuçlarını bilmek, hekimleri antibiyotik yazmaları konusunda zorlamamak, eşimize, dostumuza özellikle de çocuklarımıza doğru antibiyotik kullanımının önemini anlatmak hepimizin görevi. Unutmayalım ki antibiyotik direnci yakın gelecekte insan sağlığını ciddi şekilde tehdit eden bir durum. Bilimsel kuruluşlar tarafından yapılan hesaplamalara göre, her yıl 700.000 kişi antibiyotiklere dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlardan hayatını kaybediyor. Eğer ciddi önlemler alınmazsa 2050 yılına geldiğimizde bu sayı 10 milyona ulaşacak. Çok basit enfeksiyonlardan insanlar ölecek.

Antibiyotikleri koruyabilmek için toplumdaki enfeksiyonları olabildiğince azaltmak gerekir. Bunun için kişisel olarak bizlerin yapabileceği basit şeyler çok büyük etki gösterebilir. El yıkamak, genel temizlik kurallarına uymak, aşı olmak, bağışıklık sistemini güçlü tutmak (düzenli fizik egzersiz, dengeli beslenme, iyi uyku) enfeksiyonlara yakalanmamızı önler ve antibiyotik kullanmamıza gerek kalmayacağından bakteriler de direnç kazanma fırsatı bulamazlar.