ORDU

Ünye’de 19. Yüzyılda Hekimlik Nasıl Yürütülüyordu?

Biyokimya Uzmanı Uzm. Dr. Ali Coşkun, 1800’lü yıllarda Ünye’deki sağlık yapısını değerlendirdi.

Abone Ol

Biyokimya Uzmanı Uzm. Dr. Ali Coşkun, 1800’lü yıllarda Ünye’deki sağlık yapısını değerlendirdi.

Coşkun, dönemin koşullarında sağlık hizmetlerinin kurumsal olmaktan uzak olduğunu vurgularken, “O yıllarda hekimlik daha çok bireysel çabalarla, geleneksel yöntemlerle yürütülüyordu” dedi.

Karadeniz’in önemli liman kentlerinden biri olan Ünye’nin, 19. yüzyılda askeri ve ticari açıdan stratejik bir öneme sahip olduğunu belirten Coşkun, Ünye’nin aynı zamanda “Kadılar Şehri” olarak anıldığını da hatırlattı.

“Ünye 15 Haziran 1864’te sancak olmuş, Niksar, Erbaa, Fatsa, Bolaman gibi kazalar birleştirilerek Ünye Sancağı kurulmuştu. Böyle bir şehirde hekim bulunmadan liman ticareti sürdürülemezdi” diyen Coşkun, dönemin sağlık koşullarını şu sözlerle özetledi:

Geleneksel Hekimlik Hakimdi

Ünye’de dönemin hekimlerinin çoğunun medrese eğitimi almış tabipler ve cerrahlar olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Coşkun, “Bu hekimler, halk arasında bilinen geleneksel şifacılarla birlikte hizmet veriyordu. Bitkisel ilaçlar, hacamat, sülük gibi tedaviler ön plandaydı” dedi.

Gayrimüslim nüfustan çıkan Rum ve Ermeni hekimlerin, özellikle Batı tıbbıyla daha erken tanıştıklarını ve bölgede etkili olduklarını da sözlerine ekledi.

Kurumsal Yapı Yoktu, Ebeler Önemliydi

Coşkun, 19. yüzyılda Ünye’de hastane ya da dispanser gibi kurumsal sağlık kuruluşlarının bulunmadığını belirterek, sağlık hizmetlerinin evlerde veya zengin ailelerin oluşturduğu küçük şifahanelerde yürütüldüğünü söyledi.

Doğum hizmetlerinin ise mahalle ebeleri tarafından karşılandığını belirten Coşkun, “Ebeler, deneyimleriyle yetişen, toplumda saygı gören ama devlet kayıtlarında adı geçmeyen sağlık hizmeti sunucularındandı. Bu da dönemin sağlık anlayışının ne kadar informal olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Salgınlara Karşı Mücadele Sınırlıydı

yüzyılda Karadeniz kıyılarını etkileyen kolera, veba ve frengi gibi salgınların zaman zaman Ünye’yi de etkilediğini belirten Coşkun, “Liman kenti olan Ünye, dışarıdan gelen salgınlara açık durumdaydı. İstanbul’dan gelen fermanlarla zaman zaman karantina uygulamaları başlasa da, bu müdahaleler genellikle geç ve yetersizdi” dedi.

Modern Tıp Sınırlı Etkiliydi

İstanbul’daki Tıbbiye Mektebi’nin taşrada modern tıbbı yaymaya çalıştığını ancak Ünye gibi şehirlerde bu etkinin oldukça sınırlı kaldığını ifade eden Coşkun, “O dönemde sağlık hizmetleri merkezi değil, yerel teşkilatlara bağlı yürütülüyordu. Kadılar, kaza müdürleri bu işin içindeydi ama kurumsal bir sistem kurulmamıştı” diye konuştu.

“Daha Fazla Araştırma Gerekli”

Uzm. Dr. Ali Coşkun, Ünye’nin tarihindeki bu dönemle ilgili belgelerin sınırlı olduğunu vurgulayarak, “Osmanlı arşivleri sağlık tarihi açısından daha detaylı incelenirse, Ünye’nin sağlık mirasına dair çok daha zengin bilgiler ortaya çıkacaktır” dedi.