Zamanı Dolduran Şey Aslında Emektir

Abone Ol

Bir dostum geçenlerde, “Günler boş geçiyor, hep aynı şeyler…” diye söylendi.

Oysa mesele günlerin boşluğu değil, insanın kendisiyle kurduğu bağın zayıflığı.

Çünkü gün dediğimiz şey, takvim yapraklarından ibaret değil. Her gün, insanın varoluşunu yeniden inşa ettiği bir alan aslında.

Heidegger’in dediği gibi, insan “zamanın içine fırlatılmış bir varlıktır.” Yani biz, zamanı tüketmek için değil, zamanla birlikte kendi varlığımızı anlamlandırmak için buradayız.

Ama modern hayat, zamanı yalnızca ölçülebilir bir nesneye indirger!

Saatler, takvimler, ajandalar…

Böylece günlerimiz dolu görünür ama ruhumuz boş kalır.

O yüzden dostuma sordum;

“Reçel yapmayı biliyor musun? Anneannenden kalma bir yemeğin tarifini sakladın mı? Örgü örmeyi, bir tohumu toprağa bırakmayı denedin mi?”

Bunlar, basit gündelik uğraşlar gibi görünebilir. Oysa tam da varoluşun sahici tarafıdır. Çünkü insan, kendini yalnızca “tüketerek” değil, “üreterek” hisseder.

Fromm’un söylediği gibi, yaşamda iki tavır vardır, sahip olmak ve olmak.

Biz modern dünyada çoğunlukla “sahip olmaya” yöneldik. Biriktirmek, tüketmek, hızla tüketip yenisini istemek…

Ama “olmak”, yani emek vererek bir şey yaratmak, kök salmak, bir parçanı geleceğe bırakmak – işte insanı gerçekten var eden şey bu.

Gelenek, işte bu yüzden küçümsenmemeli. Çünkü gelenek, aslında “varoluşun biriktirilmiş emeği”dir. Bir yemek tarifinde, bir nakış deseninde, bir fidanın gölgesinde yüzlerce yılın sabrı, sevgisi, acısı ve sevinci gizli. Modern hayat bize hep kolay olanı önerir.

Ama kolaylık, varoluşu hafifletir, hatta boşaltır.

Zamanı dolduran şey aslında yalnızca emektir.

Emek, sevginin eyleme dönüşmüş halidir. Çünkü sevgi de emek gibi sabır ister, özen ister, karşılık beklemez. Bir gününü reçel kaynatmaya, bir tohumu büyütmeye ya da bir ilmeği sabırla örmeye ayırırsan, o gün “boş” olmaktan çıkar.

Çünkü o gün, “senin” günündür – tüketilmiş değil, var edilmiş bir zamandır.

Belki de soruyu yeniden sormalıyız!

Biz zamanı yaşıyor muyuz, yoksa yalnızca geçiriyor muyuz?

Eğer geçiriyorsak, günler boş görünür. Ama yaşıyorsak, her an bir hazineye dönüşür.