Ordu'nun sokaklarında dolaşırken, herkesle aynı yolda yürüyen ama farklı iz bırakan biri var, Mahmut Özer…

Siyasetin sert rüzgarlarına karşı dimdik duran Özer, sadece sözleriyle değil, yaptıklarıyla da etki bırakıyor.

Nasıl mı bu kanıya vardım? Saha çalışmalarını yakından takip ederek... 

Geçtiğimiz günlerde Kumru’da bir vatandaş, Mahmut Özer'e sarılarak, "Derdimi dert bildin, çözdün. Allah razı olsun." dedi. Ona dert anlatmanın güven verici bir liman olduğunu hissettirdi bu sözler.

Vekil Özer, iletilen dertleri göze sokarak çözüme ulaştırmıyor. Vatandaşların kalplerine önemli dokunuşlar yapıyor ama bunları sessizce yapıyor.

Altınordu'da hastalığı için şifa arayışında olan bir vatandaş, Mahmut Bey'in önünde dileğini açıyor. “Bana yardım et, oyum senin” diyor. Mahmut Bey, oyunu almak için değil, gerçekten yardımcı olmak için orada.

İnsani duygularla dolu bir yaklaşımla, oyunu bile umursamadan, "Oy önemli değil, sana nasıl yardım edebilirim?" diyerek derdini dinleyip çözüm için çabalamaya başlıyor.

Altınordu'da bir ayakkabı boyacısı, birçok siyasetçinin gözlerinden kaçan biri ama Vekil Özer için öyle değil. Onun yanına oturuyor, "Ben de çocukken ayakkabı boyacılığı yaptım" diyerek başlıyor samimi bir muhabbete. Onu dinliyor ve sorunlarına çözüm arıyor.

İnsanın insanı anladığı ve yardım etmek için çabaladığı bir dünyada, Mahmut Bey gibi insanlara ihtiyacımız var. Onun siyaset üstü duruşu, sadece politik görüşlerin ötesinde, insanların hayatına dokunma isteğiyle dolu.

İnsani değerlerin ön planda olduğu bu yaklaşım, sadece siyaset arenasında değil, toplumun her alanında karşımıza çıksın istediğimiz bir özveri…

Biliyorum ki bu yazıyı okuduğunda bana bunları yazdığım için kızacak Vekil Özer, çünkü dokunduğu hayatları anlatmak bunları siyasi malzeme gibi lanse etmek onun karakterinde yok! 

Affını isteyerek bu yazıyı yayınlıyorum çünkü birileri böyle güzel kalpli insanların var olduğunu bilmeli, birileri böyle güzel kalpli insanları örnek almalı...

Kalın sağlıcakla…