Bir insan olaraktan içinden feryat edesim geliyor, kıymetli dostlarım sizlerden istirham ediyorum, ne olur bu serzenişime kulak verin Allah’ın yeryüzündeki muhabbetleri olan camilerimiz neden içinde cemaat yok neden boş, hem de içinde bulunduğumuz ramazan ayında bolca ibadetlerin yapıldığı, namazlarında cemaatle kılınmasına özen göstermemiz gerekirken neden camilerimizde cemaat sayısı üç beş saftan ibarettir.

Nedendir acaba? biz insanlık alemi olaraktan ahireti unutuverip bunun tam tersi yoksa hep mi dünyaya dalmışızdır.

Eğer gerçekten hali böyleyse sonumuz çok vahimdir.

Bu konuda Cenab’ı Hak ankebut suresi 64’de biz kullarını şöyle uyarmaktadır.

وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ

Dünya hayatı sadece aldatıcı bir zevkten (oyundan) ibarettir.

Gerçekten hal böyleyken bu dünyanın sefasına kapılarak maneviyattan uzak, adeta Allah’la dalga geçermişçesine zor şart içinde kılmış olduğu namazın duasını bile beklemeden ben kıldım Allah’ım benden bu kadar kabul edersen et demekle camiden kaçmak da sizlere sormak gerekir ne kadar doğru bir harekettir.

Bu mübarek ayda camilerde cemaat sıkıntısı yaşanırken, bir de bunun tam tersi olaraktan ahir zaman alametlerinden olan; Allah Resulünün buyurduğu gibi:” Camiler ağzına kadar dolacak ama içinde gerçekten namaz kılan bir mümine rastlanmayacaktır. Heyhat ki! heyhat, Ey benim Müslümanlar kardeşlerim heyhat.

Değerli kardeşlerim; Bu dünya yalandır yalan olmasına da O zaman Dünyaya heva ve arzularına taparak boş şeylerle ahiretimizi yıkmayalım.

Gerçek din gününün sahibi olan Allah’a hesap verileceğini bilmeliyiz ve ona göre hayatımıza yön vermemiz gerekir.

Bu dünyaya gönderilişimizin bir amacı, elbette ki bir gayesi var, O’da Allah’a kulluk yapmak onun emirlerine boyun bükmek ve yerine getirmekten geçmektedir.

Cenabı Allah kuranı Kerim Zariat süresi 56 da biz kulların dünyaya gelişini şu ayeti celilesiyle bakın nasıl açıklanmaktadır!

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ

Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etmeleri için yarattım.

Peki o zaman günümüz inşalarının hayatına bakalım; Beş vakit namaz farz, Oruç farz, zekât farzdır.

Herkese her bir bireye farz olmasına rağmen sanki beş vakit namaz ibadeti farzı kifayetmiş gibi bir bölümü kılıyor diye yarısından fazlası kalmıyor. Allah’ın biz kullarına bir ihsan olarak verdiği ve içinde bulunduğumuz Ramazan ayı Oruç ayı olmasına rağmen bir bölümü tutuyor, bir çoğumuz tutmuyoruz. Zekâtta böyle bir ibadettir. Herkese her kişiye farzı ayındır. Hiç kimsenin bundanda asla kurtuluşu yoktur.

Değerli kardeşlerim; Bunlar her kulun tek tek sorumlu olduğu Allah’a karşı yapması gereken ibadetlerdir.

Ama günümüzde Müslümanlar tarafından bu farklı algılanmakta ve cenaze namazı gibi farzı kifaye bir ibadetmiş gibi görenlerimizin sayısı küçümsenemeyecek derecede günümüzde maalesef çoktur.

Peki farzı kifaye nedir? Müslümanlardan bir kısmının yerine getirdiğinde diğerlerinin sorumluluktan kurtulduğu, gerektiği kadar Müslümanın yaptığında diğer Müslümanlara sorumluluk düşmeyen fiillerdir. Farz-ı kifâye, İslâmî toplumda gerekli olan işlerin kesinlikle yapılması gerektiğini ifade eder.

Gün içinde şöyle çarşıyı bir kolaçan ettim. Ezan okunmasıyla merkezde bir camide bir vakit namazını cemaatle eda edeyim dedim.Ancak camilerimiz bomboş cemaat yok, sokaklara bakınca kalabalık sanki! Adeta bir insan seli, sokaklar ağzına kadar dolu tabiri caizse adeta adım atacak yer yok.

Ezanda Allah’ın buyruğunda haykırdığı gibi Haydin inananlar Müslümanlar namaza Haydin kurtulula sesleri yankılansana maalesef günümüzde buna kulak verenlerimiz sayıları çok garipsenemeyecek derecede az olduğuna şahit olmaktayız.

Bu vurdumduymazlığın karşısında Yüce Rabbimiz Kur’an’ın tekvir süresi ayet 26 şöyle buyurmaktadır.

فَاَيْنَ تَذْهَبُونَۜ

“O halde, (ey insanlar), hakikat buyken nereye gidiyorsunuz?

Haftada bir gün Cuma günü oluyor camiler tıklım tıklım dolmakta. Fakat kalınan farz namazın peşinden çekilmesi gereken tesbih ve dualar terkedilerek, cemaatin bir bölümünün hiç beklemeksizin adeta birbirini ezercesine camiden kaçışına akıl erdirmek mümkün değildir.

İbadetlerde aranan ve olması gereken huşu ve takva yok

Yüce Allah Ankebut suresi 64’te şöyle buyuruyor.

اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الَّذ۪ينَ اتَّقَوْا وَالَّذ۪ينَ هُمْ مُحْسِنُونَ

“Kuşkusuz, Allah, takvalı olanlarla ve iyi davranan kimselerle beraberdir

Her gün kılmış olduğumuz beş vakit namazlar da cuma ve nafilelerde olması gereken takva yani diğer adıyla huşu maalesef yoktur, eğer olsaydı yapılan ibadetin sonunda o Allah’a el açılarak kul olduğundan dolayı iltica etmesi yakarması Rabbimden dilek dilemesi gelecek için hayır dualarda bulunması gerekmektedir.

Allah sonumuzu hayırlı eylesin inşallah. İçinde bulunduğumuz ayın başı rahmet ortası mağfiret sonu cehennemden kurtuluş ayı olan Ramazan-ı şerif ayıdır. Cenabı Allah kulları için bir ganimet bir fırsat olarak günahlardan kurtulmak ve cennet kazanmak için bahşettiği bir andır.

Ancak bu kimin umurunda ki! Kıymetli kardeşlerim; Bu ay on bir ayın sultanıdır sultanlar sultanıdır.Aynı zamanda bu ay çok önemsenmesi gerekir sultanlar nasıl ağırlanıyorsa öyle ağırlanması gerekir.

Peki bu ramazan ayını idrak edenler de namaz yok, oruç yoksa amelsiz iman olur mu? imansız cennet olur mu? peki oruç tutmayanlara bayram olur mu? Sormak lazım? Bu ramazan ayında oruç tutmayanlar namaz kılmayanlar bayrama hangi yüzde katılacaklardır. DOĞRU YA ONLARIN KALPLERİ TEMİZMİZDİR.

Kusura kalmayın ne diyordu cennet mekân Mehmet Akif: "İmandır o cevher ki İlahi ne büyüktür, İmansız olan paslı yürek sinede yüktür..." " imansız olan paslı yürek sinede yüktür."

Dünyasını kazanmak için akıbeti ve ahiretini kaybedenlerin vay haline.

Hepinize saygılar sevgiler muhabbetlerimle Müstecap olan Dualarda buluşmak dileğiyle, hayırlı Ramazanlar hayırlı sahurlar, hayırlı iftarlar diliyorum.