İş hayatında dedikodu, masum bir sohbet gibi görünse de ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Çalışma ortamında huzursuzluğa neden olan ve kişilerin itibarını zedeleyen dedikodular, işten çıkarılma sebebi sayılabiliyor. Üstelik bu kural yalnızca çalışanları değil, yöneticileri de bağlıyor.
"Nasıl olsa kanıtlanamaz" düşüncesiyle yapılan dedikodular, beklenmedik şekilde geri tepebiliyor. İş arkadaşları arasındaki ilişkiler güven temelli olduğunda güçlü dostluklara dönüşebilirken, kulisler ve söylentiler iş barışını tehdit ediyor.
Son örneklerden birinde, bir çalışanın üstü hakkında yaydığı dedikodu nedeniyle iş akdi feshedildi. Bu durum, işyerinde iletişimin ve etik kuralların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Dedikodunun kimden çıktığı ya da kimin hakkında yapıldığı fark etmeksizin, iş yerinde huzuru bozan her davranış, ciddi sonuçlara yol açabiliyor.
Ordulu vatandaşlara iş yerinde dedikodu yapar mısınız? Dedikodu yapmayı sever misiniz? Diye sorduk, yanıtlar ise şu şekilde yer aldı;
“O bahane olan bir şey bence. Dedikodu her yerde yapılır. Bu safsata bir şey, saçma.”
“Olmazsa olmaz. Yapılır, niye yapılmasın ki. Sohbet esnasında olur. Dedikodunun işten çıkarılma nedeni olmaması lazım.”
“Bu karar bence doğru. Dedikoduyu biz toplum olarak aslında çok hafife alıyoruz. Büyük belaların başı sadece dedikodu ile başlıyor. Bu dedikodu olayını sadece iş yeri olarak da düşünmemek lazım. İş yerinin huzurunu bozduğu gibi toplumun genelinin huzurunu bozuyor. Dedikodu yapıldığı zaman gerçekmiş gibi algılanmaya başlıyor ondan sonra daha çözülemez hale geliyor. Fitnenin ilk adımı aslında dedikodu. Alınan karar çok doğru bir karar ama biz toplum olarak bunun çözümünü de devletten bekliyorsak vay halimize.”





