Ordu’da Fındık Fiyatları Yeniden Geriledi: Üretici Endişeli

Ordu’da fındık piyasasında dalgalanma devam ediyor. Serbest piyasada fındık fiyatı, düne göre 7 TL düşerek bugün 285 TL seviyesine geriledi.

Fındıkta Düşüş Trendi Sürüyor

Son haftalarda dalgalı bir seyir izleyen fındık fiyatları, eylül ve ekim aylarında hızlı bir yükseliş trendine girmiş, 400 TL’ye yaklaşarak üreticiyi umutlandırmıştı. Ancak bu yükseliş uzun sürmedi. Fındık piyasasının en büyük alıcılarından biri olan Ferrero’nun yüksek fiyatları gerekçe göstererek alımları durdurması, piyasada dengesizliğe neden oldu.

Şirketin gözünü Şili, Amerika ve İtalya gibi diğer üretici ülkelere çevirmesiyle birlikte fiyatlar ekim ortasından itibaren 345 TL seviyelerinden kademeli olarak düşmeye başladı. Kasım ayına gelindiğinde ise fındık 300 TL’nin altına indi.

Türkiye’nin aldığı yeni kararla Ferrero’nun 2025 yılının son çeyreğinde en az 30 bin ton kabuklu fındık alması zorunlu hale getirildi. Şirketin bu miktarın altında kalması halinde günlük para cezası ödeyeceği bildirildi. Ancak bu adım da piyasada beklenen istikrarı henüz sağlayamadı. Bugün itibarıyla fındık fiyatı 292 TL’den 285 TL’ye düştü.

“Verilen Sözler Tutulmalı”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Ordu Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı Arslan Soydan, fındık alımlarındaki düşüşe tepki gösterdi. Soydan, Ferrero’nun alım miktarını azaltmasının üretici aleyhine olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Eğer 45 bin ton alım taahhüdü verildiyse bu yerine getirilmeli. 30 bin tona düşürmek doğru değil. Fındık arzının sınırlı olduğu bu yılda fiyatların düşmemesi, tam tersine 350 lira civarında kalması gerekir.”

Üretici Beklemede

Ziraat odaları, üreticilerin yaşanan fiyat düşüşlerine rağmen ürünlerini düşük fiyattan satmak istemediğini ifade ediyor. Ancak üreticinin bu bekleyişinin ne kadar süreceği ve sonuçlarının ne olacağı alınacak yeni önlemlere bağlı olacak.

Uzmanlar, geçmiş yıllarda olduğu gibi belirsiz piyasa hareketlerinin üretici güvenini zedelediğini, bu nedenle kalıcı çözümlere ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.