Avukat Tayfun Orkun Genç, orman yangınlarının yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ciddi hukuki sonuçlar doğuran ağır bir suç olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin dört bir yanında meydana gelen orman yangınları, son yıllarda kamuoyunun gündeminden düşmüyor. Bu yangınlar; ekolojik, sosyolojik ve ekonomik bir yıkıma neden olurken, aynı zamanda ciddi hukuki yaptırımları da beraberinde getiriyor.
Avukat Tayfun Orkun Genç, yaptığı değerlendirmede, yangınların Türkiye’nin uzun yıllardır mücadele ettiği temel sorunlardan biri olduğunu belirterek, hukuki çerçeveyi ve istatistikleri kamuoyuyla paylaştı.
Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Yangını 2021'de Yaşandı
2021 yılı, Türkiye’de orman yangınları açısından en yıkıcı yıllardan biri olarak kayıtlara geçti. Bu yılda toplam 139.503 hektar orman alanı kül oldu. Bu miktar, Cumhuriyet tarihinin en büyük orman yangını olarak tarihe geçti.
2022 yılında yangın sayısı ve yanan alan miktarında önemli bir düşüş yaşandı. Bu yılda 12.799 hektar orman alanı zarar görürken, 2023 yılında 15.520 hektar, 2024 yılında ise 27.485 hektar orman alanı yangınlarda tahrip oldu.
Yangın Sayısı ve Etkisi Artıyor
Uzun yıllara yayılan veriler, artış eğilimini gözler önüne seriyor:
1937-2024 yılları arasında yıllık ortalama yangın sayısı 1.435 iken,
2015-2024 yılları arasındaki son 10 yılda bu ortalama 2.732’ye yükseldi.
2000-2019 arasında yılda ortalama 9.188 hektar orman alanı yanarken,
2020 sonrası (2021 hariç) bu ortalama 19.194 hektara ulaştı.
Bu durum, yangın başına düşen yanan alan miktarının da arttığını ortaya koyuyor.
Son 10 yılda yangın sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla Muğla, İzmir ve Antalya oldu. Yanan alan büyüklüğü açısından ise Antalya, Muğla ve İzmir ilk sıralarda yer aldı.
Anayasa'dan Kanunlara: Ormanlar Hukukun Güvencesi Altında
Genç, ormanların yalnızca doğal zenginlikler değil, hukuken sıkı koruma altında olan kamu varlıkları olduğunu vurguladı. Anayasa’nın 169. maddesi uyarınca:
“Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır.”
Ayrıca Anayasa’da tüm ormanların devletin gözetimi altında olduğu ve orman suçları için genel ve özel af çıkarılamayacağı açıkça hüküm altına alınmış durumda. Anayasa Mahkemesi’nin içtihatları da “ormanların korunması” ilkesini kamu düzeni ve ekolojik denge açısından hayati bir değer olarak tanımlıyor.
Orman Yakanlara Ağır Cezalar
Orman yangınına sebep olan fiiller, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve 6831 Sayılı Orman Kanunu kapsamında ağır yaptırımlara bağlanıyor:
Orman Kanunu 110/4: Kasten orman yakanlar 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve 1.000 ila 10.000 gün adli para cezası ile cezalandırılıyor. Eğer yangına müdahale engellenmişse ceza yarı oranında artırılıyor.
Orman Kanunu 110/3: Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarla yangına neden olanlar 3 ila 10 yıl hapis cezası alıyor.
Orman Kanunu 110/2: Ormanlarda izin verilen yerler dışında ateş yakmak, sönmemiş sigara atmak, anız yakmak gibi fiiller ise 1 ila 3 yıl hapis ve adli para cezası ile cezalandırılıyor.
Ölüm, Yaralanma ve Tazminat Durumları
Yangın sebebiyle ölüm veya yaralanma meydana gelmişse, ilgili kişiler hakkında ayrıca taksirle ya da kasten öldürme suçlarından da dava açılabiliyor.
Orman yangınına neden olanlar, yalnızca ceza hukuku bakımından değil, Borçlar Hukuku açısından da sorumluluk taşıyor. Bu kişiler, eylemleri sonucu meydana gelen zararları —örneğin yanan ağaçların ekonomik değeri, ekolojik tahribat ve yeniden ağaçlandırma maliyetleri— karşılamakla yükümlü.
Bu tür davalar genellikle Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılırken, yangından etkilenen diğer kişi ve kurumlar da haksız fiil nedeniyle tazminat talep edebiliyor.
Kamu Görevlilerinin Sorumluluğu ve Vatandaşın Yükümlülüğü
Yangınla mücadelede görevli kamu personelinin ihmali ya da görevini kötüye kullanması halinde, TCK 257. madde kapsamında “görevi kötüye kullanma” suçundan soruşturma açılabiliyor.
Öte yandan Av. Tayfun Orkun Genç, her vatandaşın anayasal sorumluluğu olduğuna dikkat çekerek şu uyarılarda bulundu:
Yangın riski taşıyan bölgelerde ateş yakma yasağına uyulmalı, cam şişe, sigara izmariti gibi atıklar doğaya bırakılmamalı, anız yakımından kaçınılmalı.
“Ormanları Korumak Geleceği Korumaktır”
Avukat Tayfun Orkun Genç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Orman yangınları sadece çevresel bir felaket değil, aynı zamanda Anayasal normlara ve yasal düzenlemelere aykırı ağır bir suçtur. Hukuk sistemimiz, ormanlarımızı hem cezai hem de hukuki sorumluluklar yoluyla etkin biçimde koruma altına almıştır. Bu müeyyidelerin titizlikle uygulanması, hem caydırıcılık sağlar hem de gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakma sorumluluğumuzu yerine getirir.”