Altınordu Kızılay Şube Başkanı Zafer Barbaros Seven, yaz aylarında kan bağışında yaşanan düşüşün sıcak havalardan değil, köylere göç eden nüfus yapısından kaynaklandığını belirtti. Yaz döneminde özellikle emekli ve yaşça büyük bağışçıların şehir merkezinden uzaklaşması nedeniyle kan bağışında ciddi azalma yaşandığını vurgulayan Seven, gençlerin ise bu konuda yeterince duyarlı olmadığını ifade etti.
“Bağışçı Azalıyor, Talep Artıyor”
Seven, “Yaz aylarında büyükşehirlerden gelenler de şehir merkezinde fazla durmuyor. Ancak hastanelerdeki kan talebi tam aksine artıyor. Yaz döneminde özellikle ağustos ayında talep iki katına çıkıyor ama bağışçı sayısı azalıyor. Bu da bizi zorluyor. Kan bulmakta sıkıntı yaşadığımız bir dönem oluyor,” dedi.
“Ağustos Ayı Pik Dönem”
Kan bağışının mevsimsel bir durumdan ziyade, nüfus hareketliliğinden etkilendiğini belirten Seven, ağustos ayının bağışın en çok düştüğü, ihtiyaçların ise en fazla arttığı dönem olduğunu söyledi. “Bölgedeki nüfus artarken, bağışçı sayısı azalıyor. Bu da doğal olarak sıkıntı yaratıyor,” diye konuştu.
“Kan Anlık ve Sürekli Bir İhtiyaç”
Bazı vatandaşların kan bağışını sadece hastası olduğu zaman düşündüğüne dikkat çeken Seven, “Kan, ihtiyacınız olduğunda aranacak bir şey değil. Sürekli stokta olması gereken bir ürün. Kan bağışı, maddi bağıştan çok daha değerli çünkü burada bir can kurtarıyorsunuz. İnsanlar bunu ancak başına geldiğinde anlayabiliyor,” dedi.
“Duyarlı Vatandaşlara Çağrı”
Kan bağışı yapan vatandaşların sistem üzerinden takip edilerek bilgilendirildiğini belirten Seven, “Düzenli olarak bağış yapan, sisteme kayıtlı gönüllülerimiz var. Ancak bu sayının artması gerekiyor. Konu kan olunca bazılarımızda iğne, kan gibi etkenler korkutabiliyor ama karşı tarafta yaptığınız şeyi düşündüğünüz zaman bunları göz ardı etmeniz gerekiyor,” diyerek toplumsal duyarlılık çağrısında bulundu.
Seven, yaz döneminde yaşanan bu düşüşe karşı vatandaşların daha bilinçli ve sorumlu davranması gerektiğini vurguladı.
KAN TEDARİK SİSTEMİ NASIL İŞLİYOR?
Zafer Barbaros Seven, kan tedarik sürecine ilişkin yapmış olduğu bilgilendirmede şu ifadelere değindi;
“Türk Kızılay, ülke genelinde güvenli kan temini için önemli bir görev yürütüyor. Ülkemizin yıllık kan ihtiyacı yaklaşık 3 milyon ünite civarında. Ordu ili için ise bu ihtiyaç yıllık 28.500 ünite olarak belirlenmiş durumda. Ordu Köprübaşı mevkiinde sabit kan bağış noktası ile birlikte bir adet mobil araçla tüm ilçelere hizmet veriliyor.
Kan ihtiyacı olduğunda hastaneler, tedavi gören hastaların adına Türk Kızılay Bölge Kan Merkezlerine resmi talepte bulunuyor. Talep edilen kan, stoklar dâhilinde doğrudan hastaneye ulaştırılıyor. Kan bağışları hastalar için değil, stokların düzenli tutulması için yapılmak zorunda. Bu nedenle bağışçıların kişisel bağışları bir hastaya doğrudan yönlendirilemiyor.
Kan alımı, test süreçleri ve dağıtımı, 5624 Sayılı Kan ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde yürütülüyor. Türkiye genelinde 1.131 hastanede kan transfüzyonu yapılmakta ve bunların 1.118’i Türk Kızılay’la doğrudan çalışmakta. Geriye kalan 13 hastane ise “Süreli Bölge Kan Merkezi” olarak kendi ihtiyaçlarını takas sistemi ile karşılıyor. Bu hastaneler ihtiyaç duyduğunda Türk Kızılay’dan kan talep edebiliyor; ancak stok yetersizse bu hastanelere doğrudan kan alma yetkisi veriliyor.
Hastanelere teslim edilen kan bileşenleri için hastalardan hiçbir ücret alınmıyor. Kan, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamında diğer sağlık hizmetleri gibi ücretlendirilip SGK tarafından karşılanıyor. Herhangi bir hastanede, özel dahi olsa, kan temini için ücret talep edilmesi yasak. Böyle bir durumla karşılaşıldığında İl Sağlık Müdürlüklerine bildirim yapılması gerekiyor.
Kan tedarik süreciyle ilgili ayrıntılı bilgiye Türk Kızılay Kan Hizmetleri Resmi Web Sitesinden ulaşabilirsiniz:
🔗 kanver.org/sayfa/e-kutuphane-icerik/kan-ihtiyaci-nasil-gideriliyor/60”