Birçok kutlamada gördüğümüz geleneksel bir yarışma olan "Sandalye Kapma Oyunu"nu hepimiz biliriz. 

Halka şeklinde dizilmiş sandalyelerin etrafında, sayıca bir fazla oyuncu, neşeli bir müzik eşliğinde dans ederken, birdenbire müzik durur. Önceden mutlu bir şekilde birbirlerine gülümseyen insanlar, sandalyeleri kapmak için mücadeleye girer, birbirlerine iterek ve çarpışarak bir sandalyeye oturmayı hedeflerler. Bu mücadele, boş bir sandalye kalmayana kadar devam eder.

İşte Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu arasındaki olay tam olarak bu!

***

Erdoğan'ın zaferinin ardından, CHP içindeki sürtüşmeler ve anlaşmazlıklar dur durak bilmiyor. 

CHP, 14 ve 28 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen seçimlerde tarihi bir yenilgi yaşayarak büyük bir hezimetle karşılaştı. Bu durum, parti içindeki gerginlikleri daha da artırdı.

Ekrem İmamoğlu'nun "baba-oğul" benzetmesiyle nitelendirdiği ilişki, koltuk kriziyle bozuldu, Kemal Kılıçdaroğlu'nun koltuğunu koruma refleksini harekete geçirdi.

İmamoğlu, "Koltuğu bana bırak" diyerek talepte bulunurken, Kılıçdaroğlu ise "Önce İstanbul'u kazan" diyerek cevap vermişti.
**
Seçmen ve siyaset dünyasının odak noktası, CHP içinde değişim tartışmalarını başlatan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yayınlayacağı bir manifestoya yoğunlaştı. 

İmamoğlu'nun yayınlayacağı bu manifesto oldukça merak uyandırıyor…

***

Koltuğu kimin kapacağı belirsiz, ancak zaten seçimi kaybetmiş, moral olarak zedelenmiş bir parti olarak gelecek yerel seçimlerde içerideki ayrışmalar seçmenin üzerinde ekstra bir yorgunluk yaratır.

Yani demem o ki;

CHP cenahı, Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan da olacak gibi!

Kalın sağlıcakla…