Değerli dostlar!

Bugün sosyal medya, tüm hayatımızı çepeçevre kuşattı. İletişim kurma, fotoğraf, video ve birtakım bilgilerin paylaşımı gibi niyetlerle başlayan sosyal medya maceramız zamanla vaktimizin önemli bir kısmını geçirdiğimiz ve hayatımızın neredeyse her anını paylaştığımız bir alana dönüştü. Bu durumdan en çok mahremiyet etkilendi.

Sosyal medyada var olmanın ve kıymet görmenin ölçüsü. Daha çok görünür olmak ve bunun içinde sürekli paylaşımda bulunmaktır. İnsanlar, adeta beğeni uğruna kendilerini olduklarından farklı gösterecek paylaşımlarda bulunmaktadırlar. Nasizme giden yolun taşları bu övgü ve alkışlarla örülüyor. Halbuki İslamın ahlak anlayışında enaniyet ve kibir yerilmiş mütevazı ve alçak gönüllü olmak tavsiye edilmiştir. Sosyal medyanın yozlaştırdığı ahlak anlayışının sonucu olan bu kötü huylardan kurtulmanın yolu bu mecraları beğeni toplamak için değil, kendisine faydalı olmak için kullanmaktır.

Değerli dostlar!

Bugün televizyon ekranları sosyal medya mağdurları ile dolup ile dolup taşmaktadır. Bir bayan çıkıyor sosyal medyada tanıştığı bir erkeğe paralarını kaptırmış ekranlarda mağduriyetini anlatıp program yapımcılarında çare arıyor. Peki bacım anladık dolandırmışsın, fakat bunda senin suçun yok mu? Tanımadığın, huyunu bilmediğin ne düğü belirsiz sadece sosyal medyada tanıştığın bir kişiye yaldızlı sözlerine güvenerek servetini teslim ediyorsun?

!3 yaşında bir kız çocuğu sosyal medyada tanıştığı evli barklı bir kişiyle kaçıp gidiyor. Anne baba perişan ekranlarda ağlayıp sızlayarak evladını arıyor, bulsa bile çocuk anne babasını reddediyor, babası yaşında adamla kalmak istiyor. Ey Anne-baba bu kızın bu hale gelmesinde senin suçun yok mu? Sen ne yaptın bu çocuğun eline akıllı telefonu verdin saldın sosyal medyaya, her ay gelen yüklü telefon faturalarını ödedin, bu çocuk kimlerle arkadaşlık yapıyor, kimlerle yazışıyor bir defa sorguladın mı? bu çocuğa İslam ahlakını, örfümüzü, adetlerimizi bir defa olsun öğrettin mi? yok yok yok... ondan sonra televizyon ekranlarında ağlayıp sızlıyorsun, artık geçmiş ola, iş işten geçti. Burada şahit olduğum bir olayı anlatmadan geçemeyeceğim. Geçenlerde ; Ünye’de bir caddede bir bankta oturmuş dinleniyorum kaldırımda genç sayılacak bir bayan geliyor, çantasını omuzuna asmış elinde telefon bir eliyle telefonu tutuyor diğer eli klavyede öylece yürüyor, önünde kaldırımda bir direk var geldi kafasını direğe bir çarptı tabi bir ay çekti çanta bir tarafa, telefon bir tarafa kendisi diğer tarafa savrulup düştü etraftakiler yardım ettiler kaldırdılar banka oturtturdular, çantasını telefonunu eline verdiler hemen alnında bir tümsek oluşmuş bir on dakika öylece oturdu kalkıp gitti.

Netice itibariyle değerli dostlar! Bu misalleri daha da artırabiliriz, evet sosyal medya iyi kullanılırsa faydalıdır. Fakat ölçü kaçarsa sonu felakettir. Bunun anahtarı kendi elimizdedir .Evlatlarımıza, torunlarımıza sahip çıkalım. Onların sosyal medyada ne yaptıklarını kimlerle arkadaşlık yaptıklarını takip edelim. Aksi takdirde sonumuz felaket olur.

Burada bir hatıramı nakletmek istiyorum. Fatsa’da görev yaparken merhu Halil Hoca (Fatsanın önemli alim ve kanaat önderlerinden) ile bir çay ocağında oturmuş sohbet ediyoruz, televizyonların yeni yeni piyasaya çıktıkları bir dönem. Orta yaşlarda bir vatandaş geldi hoca efendiye hitaben "Hocam! Televizyon günahmıdır?" diye sordu. O da " yok niye günah olsun ki" diye cevap verdi. bu sefer vatandaş "İyide hocam çıplak kadın resimleri var çıplak filmler oynatılıyor" Hoca efendi adama "Senin evinde televizyon var mı?" "var hocam altı ay oldu alalı" Hoca efendi adama döndü. "Allah Allah c.c. Benim evimde üç yıldır televizyon var ben hiç çıplak film ve resim görmedim. Benim televizyonum bunları göstermiyor, senin televizyonun bunları nasıl gösteriyor? yoksa sen televizyonun karşısına geçip o dediğin çıplak filmleri mi seyrediyorsun?" diye cevap verdi. Evet değerli dostlar! Televizyonda, bilgisayarda akıllı telefonda birer alettir. Anahtarı kilidi bizim parmaklarımızdır. Biz bu parmaklarımızı iyi yönde kullanırsak iyidir. Kötü yönde kullanırsak sonu felakettir.

Selam ve dua ile hoşça kalınız.