Doç. Dr. Kd. Albay Murat Cihan, Et tüketimindeki artışa bağlı olarak, toplumda çok fazla et alerjisi görülmezken şimdilerde kırmızı et yedikten sonra burun tıkanıklığı, vücutta kaşıntı, mide bulantısı, nefes darlığı ve baş dönmesi sonrasında baygınlık hissi gelişiyorsa kırmızı et alerjisi aklımıza gelmesi gerektiğinin altını çizdi.
Et Alerjisi Nedir?
Et alerjisi hakkında bilgiler veren Albay Murat Cihan, şöyle konuştu: “Sığır, kuzu, keçi gibi hayvanların etlerini yedikten sonra karşımıza çıkabilmektedir. Bir et alerjisi hayatta her zaman gelişebilir. Bir tür ete alerjiniz varsa, tavuk, hindi ve ördek gibi diğer etlere ve özellikle tavuk etine de alerjiniz var olabilir. Bir et çeşidine alerjiniz varsa diğerlerine de (tavuk, ördek ve hindi gibi) alerji gelişebilir. İnek sütü alerjisi ile olan her beş çocuğun birinde sığır etine de alerji bulunabilir. Ancak bazı hastalar pişirildikten sonra et tüketebilmektedir. Ixodes ricinus (kedi ve köpeklerde bulunan keneler) ve Amblyomma americanum cinsi kenelerle ısırılmak ile et alerjisi arasında bir ilişki olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Et alerjisi olan hastaların büyük çoğunluğunun daha önce kene tarafından ısırıldığı görülmüştür.”
Et Alerji Belirtileri Nelerdir?
Ciltte kaşıntı, kızarıklık, kabarma, Hapşırık, burun akıntısı, Nefes darlığı, hırıltı, ses kısıklığı, Karın ağrısı, kusma, ishal, Baş dönmesi, halsizlik, baygınlık, tansiyon düşüklüğü görülmesi et alerjisinin habercisi olabilir. Doç Dr. Albay Murat Cihan, Et alerjisinin nedenlerinden bahsetti: “Memeli hayvanların etlerinin tüketilmesiyle ortaya çıkan et alerjisinden sorumlu galaktoz-alfa-1,3-galaktoz (α-gal) karbonhidratı yapısındaki alerjendir. Besin alerjisinde besin alımından sonra kısa bir süre içinde alerjik reaksiyon belirtileri görülürken, α-gal’a karşı alerjik reaksiyonların gelişmesi birkaç saati bulabilmektedir. Bunun nedeni alerjiye neden olan gıdaların teması sürecinin gecikmesi olabilmektedir. Kene ısırması et alerjisinin görülmesine neden olabilir. Et alerjisi olanlarda özellikle Arupa’da Ixodes ricinus cinsi kenelere karşı IgE antikoru olduğunu ve IgE düzeyleri ile α-Gal seviyeleri arasında anlamlı korelasyon olduğu görülmüştür. Sadece keneler değil, aynı zamanda parazitler de α-Gal duyarlılığına neden olabilir. Daha öncesinde paraziter enfeksiyon geçirenlerde daha sık et alerjisi görüldüğü bildirilmiştir. Et alerjisi sendromunda B negatif kan gruplarının etkisi olabileceğini gösteren çalışmalarda, ilk kez 39 kırmızı et alerjisine sahip hastaların yalnızca ikisinin (% 5) B-pozitif kan grubuna ait olduğunu fark edildi. B negatif kan grubuna sahip olmakta et alerjisi görülme riskini artırmaktadır. Çiğ ve orta pişmiş ete karşı oluşan IgE reaktivitesi kızarmış ve haşlanmış ete kıyasla, daha kuvvetli olduğu fakat etin pişirilmesinin alerjik yanıtı engellemediği görülmüştür.”
Et Alerjisinde Nasıl Tanı Konulur?
Et alerjisi olan hastalarda anafilaksi gibi yaşamı tehdit eden reaksiyonlar gelişebildiğini söyleyen Murat Cihan, “Bu reaksiyonlar 4-6 saat sonra ortaya çıkabilir. Et içerisindeki karbonhidratlardan kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır. Besin alerjilerine bağlı anafilaksi bulguları çok kısa sürede görülmesine rağmen, et alerjisi olan hastalarda bu reaksiyonların geç görülebileceği akılda tutulmalıdır. Bulguları geç ortaya çıkan et alerjisi ilk defa Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’inde tanımlanmış ve kene ısırması sonucu geliştiği bildirilmiştir. Kırmızı ette bulunan karbonhidrat yapı ile kenenin tükürüğünde bulunan yapının benzerliği nedeniyle çapraz reaksiyon gelişmektedir. Et alerjisi şüphesiniz varsa mutlaka alerji uzmanı tarafından değerlendirilmeniz gerekmektedir. Şüpheli öykü tarif eden hastalara alerji uzmanları tarafından et ile deri testleri ve kan testleri yapılmaktadır. Kesin tanı için gerektiğinde doktorunuzun gözetiminde et ile provokasyon testi yapılabilir” şeklinde konuştu.
Et Alerjisi Nasıl Tedavi Edilir?
Doç. Dr. Albay Murat Cihan, son olarak hastalığın tedavisi hakkında bilgi Verdi: Et alerjisi olan hastalar et tüketmemelidir. Etin pişirilmesi alerjik özelliğini ortadan kaldırmamaktadır. Et tüketiminden tamamen uzak durmak gereklidir. Ciddi alerji öyküsü olanlar ev dışında (restoran vs) çok dikkatli olmalıdırlar. Her ne kadar dikkat edilse de kazara et alımı sonucu alerjik reaksiyonların gelişebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle et yedikten sonra nefes darlığı, çarpıntı, bayılma öyküsü olan yani anafilaksi geçirme riski olan hastaların acil durumlarda kullanılmak üzere adrenalin oto-enjektörü taşımaları gerekmektedir. Bunun yanında daha çok kazara yeme sonucu gelişebilecek reaksiyonları önlemek amacıyla kırmızı et ile desensitizasyon adı verilen alıştırma tedavisi uygulanabilmektedir. Dünyada ilk defa ülkemizde kırmızı et ile başarılı bir şekilde desensitizasyon tedavisi uygulanmıştır.
Sonuç olarak; Bu alerji türü nadir görülen bir alerji tipidir. Gıda alerjilerindeki artış ile birlikte daha sık karşımıza çıkmaktadır. Kene ile ısırılmak, paraziter hastalıklar geçirmek, süt alerjisine sahip olmak, B negatif kan grubuna sahip olmak et alerjisi için risk faktörleridir. Et alerjisi belirtileri; et yedikten sonra gelişen kaşıntı, kusma, burun tıkaması, nezle, hapşırma, ishal karın ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterebileceği gibi; bazen alerjik şok tablosu ile de karşımıza çıkabilmektedir. Teşhisi tüm gıda alerjilerinde olduğu gibi alerji uzmanları tarafından yapılmaktadır. Alerji; dana eti ile olduysa bile keçi eti ve kuzu eti dahil tüm etler tüketilmemelidir. Ayrıca tavuk eti ve diğer etleri tüketirken dikkatli olmanız gerekmektedir. Etin pişirilmesi alerjik özelliğini ortadan kaldırmamaktadır. Kımızı et tüketiminden tamamen uzak durmak gereklidir. Alerji belirtileri ortaya çıkmışsa semptomlar ilaçlar yardımıyla kontrol altına alınmalıdır. Alerjik şok gibi ciddi alerjik şok gelişme durumunda adrenalin uygulanmalıdır. Sonrasında hastalara adrenalin oto enjektörü verilmelidir. Kırmızı et alerjisi belirtisi görülen hastalarımız immünoloji ve alerji kliniğimize MHRS üzerinden yeşil alan randevusu ile başvuru yapabilirler. Haber: Sibel YILMAZ





