Son seçimler bir nevî toplumsal chek-up niteliği arz ediyor. Herkes boyunun ölçüsünü aldı. Kimse hayâline ulaşamadı.

En büyük hayâl kırıklığını da, hiç hakları olmadığı hâlde gerek meclis gerekse cumhurbaşkanlığında kendisini mutlak başarılı gören, lâftan başka bir şey üretmeyen, onlar da bile bir insicam olmayıp tutarsızlıklar sergileyen, içinde her tür ahlâksızlıkları, hıyânetleri barındıran muhâlefet oldu.

MUHÂLEFET KİM? PROBLEM NERDE?...

Ya bizim için problem nerde? Problem; muhâlefetin bunca kofluk ve tutarsızlığına, dînî, millî hattâ insânî diyebileceğimiz, ortalama Anadolu insanının sâhip olduğu hasletlerden fersah fersah uzaklığına, iktidar tarafının da onca gayret, muhâlefetin hayâl değil şaka olarak dahî telâffuz edemeyeceği devâsâ hizmet ve icraatlarına rağmen neredeyse başbaşa yarışmış olabilmesi; hattâ İstanbul, Ankara gibi iki ana şehirde öne geçebilmesidir.

CANHIRÂŞ ÇABALAR, DEVÂSÂ HİZMETLER; YA NETÎCE!?!...

Bu tarafın olanca müspet görünen çalışmaları ve canhırâş çabaları, her türlü argümanı son raddesine kadar kullanmasına rağmen ortaya çıkan bu sonuç muhâlefetten çok bizim üzerinde çok düşünmemiz gereken bir husustur. Bugün  paylaşım ve değerlendirmelerimiz bu minvâlde olacak inşâllâh:

...MIŞ GİBİ YAPMA ya da "HAREKETLERDE SAPMA..."

"İslâm dünyâsının birçok yerinde hareket önderleri cemaat hareketlerindeki sapmalarla ilgili çalışmalar yapmışlardır. Konuyla alakalı Mısır’da, Sudan‘da, Pakistan’da, Filistin’de, Suriye ve diğer halkı Müslüman ülkelerde onlarca çalışma yapılmış, sapmaların başlıkları tek tek belirlenmiştir. Ülkemizde de bu tip çalışmalar az da olsa vardır.

DEĞERLİ ÇALIŞMALAR, ÖZGÜN GAYRETLER...

Bu çalışmalar çok değerlidir ancak, bizim kanaatimize göre sorun ‘cemaatten sapma sorunu’ veya ‘cemaatin hareket yapısındaki sorunlar’ değil; ‘gerçek anlamda cemaat olamamak’ sorunudur.

**CEMAAT, CÂMİ; SİSTEM, ÇAY-ÇORBA!...**

Cemaat olmak çay toplantılarında buluşmak gibi basit bir eylem değildir. Konumuzun başında vermeye çalıştığımız ayetler içselleştirilip irademizi vahyin potasında eritmeden; enaniyet ve kibirden vazgeçip Müslümanların maslahatlarını bütün şahsi menfaatlerin önüne geçirmeden, işi ehline vermeden, dünya sistemiyle hesaplaşmanın fıkhını yapıp yol haritasını belirlemeden, sistemin yerel işbirlikçilerine kimliğimizi teslim etmeyip onların gayrimeşruluğunu kendilerine yüksek sesle söylemeden, bize biçilen müsaadeli imanı terk etmeden, kurallarını Dünya Ticaret Merkezinin koyduğu yörünge siyasetini reddetmeden, sağ-sol kamplaşmasından çıkıp dinî kimliğimizi kuşanmadan, hayatın her alanında adaleti hâkim kılmadan, şûrayı tabana yayıp bireysel düşünceleri dinleştirmekten vazgeçmeden, kültürel ve fiziki sömürüye karşı elbirlik olmadan, İslâm dünyasının her türlü sorununa çözüm üreten projeler ortaya koymadan, kesinlikle cemaat olunamaz.

ÇOKLUK, KALABALIK, SÜRÜLEŞMEK......

Burada şu tespiti ve fiilî durumu paylaşabiliriz: Ülkemizde hiçbir grup ki bunlar ister siyasi ister dinî gruplar olsun mensuplarını, taban kitlelerini; tevhidî, plânlı, ilmî, fıkhi, ahlaklı, adaletli, hedefleri uzun ve kısa vadede belli, hâkimiyet odaklı ve kadrolu bir eğitimden geçirmemiştir. İstisnasız hepsi de günü kurtarmayı amaçlamaktadırlar.

EĞİTİM, DÂVÂ, KONFOR ve GERÇEK...

Üzülerek ve içimize kan akıtarak söyleyelim ki maksat, önderlik kadrosuna yakın olmak, ağır tekliflerden kaçmak, oluşturulan gettoda konforlu bir hayat sürmek ve servete servet katmaktır. Bütün bunlara rağmen yine de cemaat olduklarını söyleyenler ise aslında cemaat değil kalabalıklar ve sürülerdir.

POPÜLER KÜLTÜR, EDİLGEN  HAYAT...

Sürüleşmekten kastımız, popüler kültürün kucağına düşerek edilgenleşmektir. Hayatın gidişatı ile ilgili bir iddiaya sahip olmamaktır. Dünya sisteminin kendisine reva gördüğü kadar Müslüman olmak ve dinini ancak o kadar yaşamaktır. İlahi kontrol altında olduğunu unutmak ve hayatı hayvanlar gibi anlamlandırmaktır."

Gâlip AKIN'ın MEHMET SÜRMELİ'den iktibas ettiği bu yol haritası niteliğindeki paylaşımdan sonra Ömer ÖZDEMİR Bey'in bizim için seçtiği, üzerlerinde düşünüldükçe, yukarda dile getirilen gerçeklerin daha bir anlaşılmasına katkıda bulunacak, bir nevî balans ayarı keyfiyetinde spot kaynak, metin ve nesirden, şiirlerden oluşan seçkilere geçiyoruz:

ASL'OLAN İSTİKÂMET, DÜRÜSTLÜK, VEFÂ; ÖTESİ İHÂNET...

Şüphesiz ki: “Rabbimiz Allah’tır.” dedikten sonra

istikamet üzere olanlar, onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir de.

*(Ahkâf: 13)

……………………………………….

Sakın hâinlerin savunucusu olma.

Nisa:105

……………………………………….

Gönül gördüğünü sevmez, sevdiğini görür.

……………………………………….

Herkes dürüst bir insan*

 istiyor ama hiç kimse

dürüst insanı sevmiyor.

……………………………………….

DÜRÜSTLÜK ZOR, SIRADANLIK KOLAY...

Dürüstlük pahalı bir mülktür, her insanda bulunmaz.

Hz. Ömer

……………………………………….

Dürüstlük; kişinin bildiğini söylemekle, İşine geleni söylemek, arasında yaptığı

seçime dayanan bir ahlak sorunudur.*

……………………………………….

Aç gözlülerden dürüstlük, soysuzlardan *vefa bekleme...

……………………………………….

HER TÜRLÜ ŞER VE KÖRLÜKLERDEN KORU ALLÂH'IM...

Akıl hazır değilse, göz göremez...

*(Emilie Serge)

……………………………………….

Hesabı temiz olanın muhasebeden korkusu olmaz.

……………………………………….

Bir yalan bin doğruyu *yok edebilir...

……………………………………….

*Allah’ım; bilinen bilinmeyen

kötü olabilecek her şeyden,

*her türlü sıkıntıdan, bedduadan *ah'tan, şerre sapmaktan, zalime boyun eğmekten, zalimlerin şerrinden bizleri muhafaza eyle

Bizleri akl-ı selim, kalb-i selim, zevk-i selim sahibi kıl...

* EMR'OLUNDUĞUN GİBİ OL...*

Öyle ise emrolunduğun gibi

dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru

olsunlar.

*Hak ve adalet * ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür.

Hûd Sûresi:112

…………………………………………..

KOŞU BİTTİKTEN SONRA DA KOŞAN ATLAR!...

“Biz yangında koşuyu kaybeden atlarız

Biz kirli ve temiz çamaşırları

Aynı zaman aynı minval üzere katlarız

Biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız”

Sezai Karakoç

…………………………………………..

VATAN, KÖPEKLER, DENİZ ve BİZ...

Bu vatan sahipsiz değildir.

Körler çarşısında aynı satma, sağırlar çarşısında gazel atma.

………..

Köpeklerin dudakları değdi

diye deniz kirlenmez.

…………………………………………..

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden, yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

Mehmet Akif Ersoy

…………………………………………..

İNSANA SADÂKÂT YARAŞIR GÖRSE DE İKRÂH...

İnsana sadâkat yaraşır görse de ikrâh/

Yardımcısıdır doğruların Hazreti Allâh...

Ziyâ Paşa

…………………………………………..

Hayat devam ediyor. Rabbimizin ve Türkiye’mizin

sevgisi kuşatsın her hücremizi.

Allah  Kardeşliğimizi dâim eylesin…"

DUÂLARLA YOLCULUK; SONSUZ MUTLULUK...

Bu güzel duâya gönülden âminlerle berâber bugünün yazısını bağlarken cumâmız başta olmak üzere tüm günlerimiz ve hayâtımızın mübârek olmasını, Rabbimizin lütfu bereketlerle berâber huzûruna varmaya vesîle kılması niyâzıyla cümleye sevgiler-saygılar sunuyor, hepimize sevdiklerimizle birlikte idrâk edeceğimiz, Efendimiz SAV in komşuluğuyla taçlanan sonsuz mutluluklar diliyorum wes'selâm...