Az kalsın ben Süleymancı oluyordum.

Değerli dostlar! !965 yılı Ramazan ayı aralık ayının 21’ine rast geldi. Dolayısıyla da o sene Ramazan ayına 65 ve 66 yıllarının da ortak oldurdular. Benim teravih kıldırmam bayramın gelmesiyle bitti bayrama iki gün kala oradaki hoca beni bir odaya çekti ve " kendisinin bir iki ay içeresinde köye Kur'an kursu açacağını ve beni kendisine yardımcı yapacağını kendisine geldiğim takdirde beni bir ay içerisinde kürsüye çıkarıp vaaz ettireceğini daha sonra da beni Ankara’ya göndereceğini " söyledi. Tabi benim o günlerde Süleymancılıktan haberim yok hocanın teklifleri bana çok cazip geliyor. Bayramda köye döndüm ve hocam merhum Mustafa Işık Hoca Efendiye diye durumu söyledim. Bana verdiği cevap " Senin o işlere aklın ermez sen doğru Samsun İmam-Hatip okuluna marş marş" Aradan birkaç ay geçti Rahmetli Dayım bir gün bize geldi rahmetli babama "Yakup hocanın Selamı var bizim köyde yatılı kurs açtı Süleyman’ı istiyor" Babamda "Mustafa Hoca bunu İmam- Hatip okuluna vermemi söylüyor ben İmam-Hatip okuluna vereceğim" Diye cevap verdi. Dayım Fatsa’ya gitti fakat pazar günü geri geldi. Babama " Yakup Hoca seninle görüşmek istiyor yarın seninle Fatsa’ya gideceğiz" dedi. Ertesi gün ben Kursa gittim. Benim peşimden Babam ve dayım Fatsa’ya giderken yol üstünde olan bizim Kursa uğradılar Babam hocama " Fatsa’daki hocayla görüşmeye gidiyorum benden ısrarla Süleyman’ı istiyor iki ayda da kürsüye çıkaracağını söylüyor, ben gerçi senin tavsiyenle İmam- Hatibe vermeye karar verdim, fakat yine de bir görüşeceğim. " Hocamda " Mahmud emmi ben Süleyman’ı bu cuma günü kürsüye çıkarırım eline iki satır vaaz yazarım oda kürsüye çıkar bülbül gibi okur millet maşallah çeker sen oğlum hoca oldu dersin. Süleyman da ben hoca oldum der ama bunun sonu çabuk gelir. Türkiye’de Süleymancılar diye bir grup var buralara yeni yeni gelmeye başladılar altı ay okuttukları çocuklara vaaz ezberletip kürsülere çıkarıyorlar, çocuklarda ezberle dikleri vaazları kürsüye çıkıyor okuyorlar. Altı ayda bırakın hoca yetişmesini HABİ (kabak) bile yetişmez" Dayımla babam Fatsa’ya gittiler. Fatsa’da hoca yanına bir iki hatırlı kişiyi de alıp babamı ısrarla beni kendisine göndermesi için ikna etmeye çalışş en sonunda ikna edemeyince " Senin aklını çelmişler, sen oğlunu okumaya değil Cehenneme odun olmaya gönderiyorsun" diye cevap veriyor. O anda babamın şarteli atıyor. Rahmetli babamın şarteli atınca sağı solu olmazdı, babam başlıyor: "Cehenneme cennete gideceklerin seçimini sen mi yapıyorsun da böyle saçma sapan konuşuyorsun? Defol karşımdan" Tabi babam zapt olmuyor araya girenler Rahmetli babamı sakinleştiriyorlar

66 Yılının ağustos ayı gelip çattı bir taraftan fındık toplanıyor bir taraftan da benim için hazırlıklar yapılıyor. Babam Mustafa hocam vasıtasıyla okulların eylülün 25’inde açılacağını ve okula kayıtlarının da eylülün 5 de biteceğini öğreniyor. Nihayet Eylül'ün üçünde Annem, Babam komşumuz Rahmetli Ramiz emmi ve hanımı Ayşe teyze ve ben Cümbür cemaat doğru Samsun'a kayıt yaptırmaya.

Evet bu günlükte bu kadar. Her ne kadar Sürç İ lisan ettikse affola.

Selam ve dua ile hoşça kalınız.