Kadın hayattır, kadın ağaçtır, kadın köktür, kadın bir milletin var oluşudur.

Kadın, kelimesi dünya üzerinde en çok anlam yüklendiği halde en çok zarar gören insan anlamına geliyor bence. Bu anlamı gördüğüm ve duyduğum olaylardan çıkardım. Çünkü kadını o kadar çok değer veriyoruz ki onunla birlikte olabilmek için her şeyi yapıyoruz ama bir şekilde de kötülük yapıyoruz. Kesiyoruz, tecavüz ediyoruz, dövüyoruz, öldürüyoruz. Kadın bizim için bu kadar değerliyse hayatımızı onsuz sürdüremeyeceksek daha sonra neden canileşiyoruz. Beyin gücüyle yenemediğimiz kadınları beden gücüyle yemeye çalışıyoruz.

Basın yayın organları tarafından sürekli kamu spotu veriliyor. Öldürülen veya tecavüz edilen kadının üzerinden sosyal medyada yaslar tutuluyor. İsyanlar çıkartılıyor. Ancak daha ileri gidemiyoruz. Bunun için kesin bir şekilde hüküm giydirilmiş bir yasa hala yok. Gün geçmiyor ki daha cani, daha hırçın bir şekilde bir kadına zarar verildiğini görmeyelim. Yasaların daha net bir şekilde kadınları koruma talebini her zaman, her fırsatta dile getiriyoruz. Ancak bununla ilgili hala boşluklar var. Her kadın birer farklı hikaye olarak televizyonlarda gösteriliyor, vicdan muhasebesini Türkiye tarafından yürütüyoruz. Ancak sonuç olarak ceza istenilen caydırıcılık da olmadığı için suçlar tekrarlanıyor.

Her kadın farklı şekillerde şiddete maruz kalsa da unutmayalım o erkekleri de yine kadınlar yetiştiriyor. Bu anlamda ben özellikle erkek anneleri için erkek çocuklarınızı daha titiz yetiştirmenizi rica ediyorum. Erkeksin yaparsın, erkektir yapar yerine sevgi aşılayalım. Ve en önemlisi kaybetmeyi, yenilmeyi, hata yaptığında özür dilemeyi bilen erke çocukları yetiştirelim

Şiddet cahil kalmış erkeklerin kendini ispatlama çabasıdır. Hiç bir kızımız, kadınımız erkeğin kendi gücünü gösterme sahnesi değildir. Sessiz kalmayalım, özellikle atılan sessiz çığlıklara karşı sesimizi gür çıkaralım. Şiddete hayır diyebilelim. Bu anlamda kız, erkek fark etmiyor vicdanlı nesiller yetiştirelim…