"Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık olarak hayra sarf edenler için Rableri nezdinde ecirleri vardır, onlar için ne korku olacak ne de üzüleceklerdir." Bakara suresi 274. Ayet)

"Hastalarınızı sadaka ile tedavi edin. Sadaka her hastalığı ve belayı defeder." (Hadisi şerif: Beyhaki)

Değerli dostlar! Atalarımız: “Fakire el uzat, derdini gider. O zaman sıkıntın ve derdin biter. Az sadaka çok belayı def eder “diye söylemişlerdir.

Sadaka vermek, ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmak bir yetim çocuğun başını okşamak, sıkıntıya düşş bir yoksulu gözetmek, bir hastanın hatırını sormak insanı mutlu eder... Yardım edilenin gözlerine, yüzüne, davranışlarına yansıyan mutluluk, yardım edenin yüreğinde yankılanır. Manevi huzur bulur, gönül doyurur. İyi niyetle yapılan her iş, sergilenen her hareket ve davranış bir sadakadır. Verecek paramız mı yok, güzel sözler söyleyelim, güzel davranışlar sergileyelim "Güler yüz sadakadır" sözünü hiç unutmayalım. Gücümüz nispetinde azda olsa sadaklarımız, hayırlı yollardaki adımlarımız, güzel niyetimiz, saygı ve sevgiyle güzelleşen davranışlarımız hayatımızı anlamlandırır. Bize huzur ve mutluluk armağan eder. Her güzel işi Sadaka olarak gören, onu sevapla ödüllendiren inancımız, sadakalarla hayatını güzelleştiren insanı ebedi cennetle ödüllendireceğini müjdeler.

Evet değerli dostlar! "sadaka hastalıkları tedavi eder demiştik: bakınız internette okuduğum bir olayı burada nakletmeden geçemeyeceğim. Mısırda bir iş adamı kalp hastalığına yakalanır, gitmediği doktor kalmaz en sonunda tedavi olmak için İngiltere'ye ünlü bir kalp cerrahına gider, hastayı muayene eden Doktor: "Senin ameliyatın çok riskli ameliyat olursan ancak %1 kurtulma şansın var “der. Bunu duyan iş adamı "Ben mutlaka ameliyat olacağım kaderde bu hastalıktan ölmek varsa öleyim. Yalnız şimdi Mısır’a geri gidip yakınlarımla helalleşeyim yapılacak işler mi yapayım on b gün sonra gelir ameliyat olurum" diyerek geri döner. Alacaklarını alır borçlarını öder işini tasfiye eder yakınlarıyla helalleşir. Bir pazar yerin den geçerken bir kasap dükkânının önünde bekleyen bir kadın dik katini çeker! Kasap, dükkânındaki etlerin kötü yenmeyecek taraftarını kesip atmakta, kadında kesip atılan etleri toplamaktadır. Kadına yaklaşır, "niçin bu kötü etleri topluyorsun? Bunlar yenmez" der. Kadında kendisinin dul olduğunu ve yetimlerinin olduğunu çocuklarının ancak senede bir defa kurban bayramında et gördüğünü söylemesi üzerine kadının elindeki etleri alıp çöpe atar ve kadını alıp kasap dükkânına girer kasaba "Bu kadına beş sene her hafta beş kilo et vereceksin" der. Beş yıllık etin parasını kasaba öder. Bunun üzerine kadın ellerini açar ve "Sen nasıl benim sıkıntımı giderdiysen kurban olduğum Allah Da CC. Senin bütün hastalıklarını, bütün sıkıntılarını, bütün dertlerini gidersin" diye dua eder. İş adamı ameliyat olmak için İngiltere'nin yolunu tutar, yapılan son tetkikler den sonra Doktor: "Bu bir mucize senin arık ameliyat olmana gerek yoktur. Bu hastalık senden tamamen gitmiş sen bu on b içerisinde nasıl bir reçete uyguladın da bu hastalığı tamamen yendin?" iş adamının cevabı :" sadaka ve yoksulun duası reçetesini uyguladım" der.

Evet, bu anlattığım olay bazılarına safsata olarak gelebilir, onlara bir sözümüz yok. Bu konu da kitaplarımızda yaşanmış binlerce misal mevcut. Cumanız mübarek olsun! Cenabı Hak verdiğimiz sadakaları, yaptığımız hayır hasenatlarımızı kabul eylesin Âmin!

Selam ve dua ile hoşça kalınız.

Not: kısmen alıntıdır.