İnsan bazen hataya aşık oluyor.
Bunu romantik bir film repliği gibi düşünmeyin bildiğiniz, göz göre göre duvara toslamak meselesi.
Hata, mantıksal olarak kaçınılması gereken bir şeydir ama gelin görün ki bazıları için çekici bir cazibe merkezi…
Üstelik, yanlış olduğunu bildiği halde o hatayı düzeltmeye çalışmak, “ben bunu değiştirebilirim” inadıyla kendini kandırmak da işin cabası.
Bir hata ilk kez yapıldığında buna ‘tecrübe’ deriz.
Güzel, insan öğrenir, büyür.
Ama ikinci kez aynı hataya düşmek…
İşte orada işler değişir.
Çünkü burada tecrübeyle yoğrulmuş bir ders değil, düpedüz ‘salaklık’ başlar.
Bunu daha yumuşatacak kelimeler bulabilirdim ama gerçekler bazen yüzümüze tokat gibi çarpmalı ki ayılalım.
Sonrası mı?
Hatada ısrar edip sonucu görünce gelen o meşhur isyan…
"Allah’ım, neden hep ben?"
İşte burası, akıl tutulmasının zirve noktası.
Oysa asıl soru şu olmalı "Ben neden aynı hatada ısrarcı oluyorum?"
Peki Hatalarımızı Sevmeye Neden Bu Kadar Meyilliyiz?
Çünkü hata tanıdıktır!
İnsan garip bir canlı. Bazen doğru olanı seçmek yerine alışık olduğu yanlışı tercih eder. Zehirli bir yanlışın etrafında dönüp dolaşırlar.
Çünkü hata egoyu okşar.
Bazı hatalar, içinde "Ben başarabilirim" yanılgısını barındırır. Sanki yanlış bir şeyi doğruya çevirdiğimizde dünyaya bir şey ispatlayacakmışız gibi. Ama işin gerçeği şu;
Yanlış, sadece yanlış olarak kalır.
Duygular aklı döver.Aklımız, “Bu yanlış” der ama kalp inatçıdır.
Çıkış Yolu Ne ?
Bir şeyi kırk kere yapıp kırk birincisinde farklı sonuç bekleyen insanlar var. Bilim buna 'delilik' diyor. O yüzden, her defasında aynı hataya düşüp "Neden hep ben?" diye sızlanmak yerine "Beni bu hataya sürükleyen ne?" diye düşünmek gerekiyor.
Hata yapmaktan kaçamayız, tamam kabul.Ama hata yapmak ile hatayı sahiplenmek arasında ince bir çizgi var. İkinciyi yapanlar, hatayı kendi karakterinin bir parçası haline getiriyor. Onu bırakmak istemiyor , sanki vazgeçerse bir parçasını kaybedecekmiş gibi hissediyor.
İşte bu yüzden bazı insanlar aynı yanlışlara, aynı insanlara, aynı felaketlere koşarak geri dönüyor.
O yüzden, hatada ısrarcı olup sonucunu gördüğünde "Allah’ım, neden hep ben?" diyor.
Bence kendilerine soracakları soru şu olmalı
"Beni bu hataya sürükleyen şey ne? Kendimi neden sabote ediyorum?"
Çünkü bazen düşman dışarıda değil, içimizdedir.
Kalın sağlıcakla...