Fransa'da 17 yaşındaki bir genç, polisin açtığı ateş sonucunda hayatını kaybetmesi, toplumda büyük bir infiale sebep oldu.

Halk arasında büyük tepkilere neden olan bu olay, Fransız medyasında da büyük yankı uyandırdı.

Ancak, son günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kabine toplantısı sonrası konuyla ilgili yaptığı açıklama, Fransız medyası tarafından içeride yaşanan karışıklıklardan daha fazla ilgi görmüş gibi görünüyor.

Bu trajik olay, Fransa'da polis şiddeti tartışmalarını yeniden alevlendirdi…

Gençler arasında polise duyulan güvensizlik ve hükümetin polis teşkilatını denetleme konusundaki eksiklikleri konuşulmaya başlandı. Öfke ve protestolar sokaklara taştı, insanlar adaletin sağlanması ve benzer olayların tekrar yaşanmaması için harekete geçti.

Ancak, kabine toplantısı sonrası yapılan açıklama, Fransız medyasında daha büyük bir ilgi uyandırdı. Belki de bu, Türkiye-Fransa ilişkilerindeki gerilimler ve geçmişteki anlaşmazlıkların bir sonucuydu. Fransa'da yaşanan iç karışıklıklar, yerini Türk liderin söylemlerine bıraktı ve bu da medya tarafından daha fazla dikkat çekti.

Bu durum, medyanın olayları nasıl yansıttığı ve hangi konulara odaklandığı konusunda önemli bir sorunu ortaya koyuyor.

Belki de insanların gerçek sorunlarından daha fazla politik tartışmalara odaklanan bir medya anlayışı var. Bu, gerçekleri yansıtmak ve toplumun gerçek meseleleriyle ilgilenmek yerine, politik gündemi belirlemek için kullanılan bir araç olarak medyanın gücünü sorgulatıyor.

Sonuç olarak, Fransa'da yaşanan gençler arasında infial yaratan olay, halkın tepkilerine sebep olmuş olsa da, Türkiye’nin almış olduğu tutum Fransız medyasında daha fazla ilgi uyandırmış gibi görünüyor.

Bende bu noktada diyorum ki, Türkiye liderinin yapmış olduğu gözlemlere ve eleştirilere “ŞAŞIRMA FRANSA!”