Bir anne evladına sarılamıyor.

Sebeplerin en acısı, ihmallerin en kanlısı!

Alkollü bir sürücü.

Kiminin “birkaç kadeh ne olacak” dediği, kiminin “bir şey olmaz” diye direksiyona geçtiği o hoyratlık, bu kez Ordu’nun Akyazı sahilinde, bir annenin üzerine çarptı.

Merve Demirel…

Henüz hayatının baharında, küçücük bir kız çocuğunun annesi, eşi, evladı…

Ama şimdi hastane odasında yaşam mücadelesi veren bir bedenin adı Merve.

Çünkü biri, o gün alkollüydü.

Ve biri, o gün anneliğe çarptı.

Merve, çocuğunu ikinci kez doğurdu gün.

İlki herkesin alışkın olduğu gibi oldu, doktorlar vardı, sevinç vardı, gözyaşı vardı.

Ama ikinci doğum…

İkinci doğum, bir kaza sonrası başladı. Çünkü bir anne, bu kez çocuğu için arabanın önüne atladı.

Çocuğu yaşasın diye kendi canını tehlikeye attı.

Sıradan bir gün…

Sonra aniden her şey altüst oluyor.Bir annenin elleri, çocuğunun ellerinden kayıyor.Ve çocuk, annesinin sıcaklığına ulaşamıyor artık.

O çocuk hala “anne” diyor, Ama o ses, Merve’nin kulağına ulaşmıyor.

Çünkü canı, yaşamla ölüm arasında bir çizgide asılı.

Merve, evladına dünyanın en yüksek tonuyla "Seni canımdan çok seviyorum!" dedi.Ama şimdi ne sesi duyuluyor ne de sarılışı hissediliyor.Oysa bir annenin evladına sarılması, dünyanın en kutsal dokunuşudur.Ve şimdi o sarılış, alkollü bir vicdansızın zevkine yenik düştü.

Bu sadece bir kaza değil.Bu, göz göre göre işlenen bir cinayet girişimi.

Bu, bir annenin yaşam hakkına yapılan saldırı.

Ve bu, artık hepimizin ortak utancı.

Kimse "kazaydı" demesin.Çünkü bir kadehle alınan cesaret, bir çocuğun annesiz, bir adamın eşsiz, bir ailenin evlatsız kalmasına neden oluyorsa, buna “kaza” değil, kastın alkolle kamufle edilmiş hali denir.

Şimdi Merve, hastane yatağında bir savaş veriyor.

Bu, sadece onun savaşı değil. Bu, sorumsuzlukla, vurdumduymazlıkla, “bir şey olmaz”cı zihinle verilen bir mücadele.

Merve kazanırsa, sadece kendi çocuğu annesine kavuşmuş olmayacak.

Bir toplum, bir kez daha insanlığı hatırlamış olacak.

Ama ya kaybedersek?

O zaman sadece bir anne değil,vicdanlarımızı da toprağa gömeceğiz.