Gündem Değiştirme Sanatının Küçük Bir Örneği

Geçtiğimiz aylarda Ordu’da bir fısıltı dolaştı “Christopher Nolan Ordu’ya geliyormuş”. Hem de film çekecekmiş! Uludallar, yerel yönetimler, sokaktaki simitçi, herkes bir anda “Acaba” demeye başladı. Sosyal medyada “O bölgede keşif yapıldı” diyenler mi dersin, “Kafede kahve içmiş” diye yazanlar mı…

Derken şehri tatlı bir heyecan sardı.

Sonra?

Sonrası koca bir boşluk. Ne gelen oldu, ne giden. Ne bir kamera kuruldu, ne bir yönetmen megafon tuttu. Nolan hala Hollywood’da, Ordu ise kendi gündeminde.

Geriye sadece bu toz bulutunun ortasında unutulan “neden?” sorusu kaldı.

Bakın sevgili okur, mesele ne Nolan, ne de onun gelip gelmediği.

Bu, sadece küçük bir örnek. Algı dediğimiz şey öyle kırılgan ki, bazen koca bir toplumun dikkatini dağıtmak için yalnızca bir cümle yetiyor. “Nolan geliyor!” gibi masum ama yüksek etkili bir cümle. Ve o cümleyle birlikte herkes o tarafa bakarken, asıl bakmamız gereken şeyler gözden kayboluyor.

Bu bir PR başarısı mı, algı yönetimi mi, yoksa sadece iyi kurgulanmış bir dikkat dağıtma operasyonu mu, orası meçhul.

Ama şunu net söyleyebilirim…

Eğer bir olay gündeme fazla pompalanıyorsa, orada genellikle bakmamız gereken başka bir yön vardır. Bir şey fazla konuşuluyorsa, bir şey de özellikle konuşturulmuyor olabilir.

Nolan sadece minik bir örnek. Ama siz siz olun, her “gündem ezmesi” olayda şöyle bir arkanıza bakın. Olayın kendisine değil, gölgelerine odaklanın. Çünkü bazen gerçekler en çok sessiz kaldıkları yerde konuşur.

Ve belki de en can alıcısı soru şu!

Bizi ne kadar kolay oyalıyorlar, hiç farkında mıyız?