Dün kalbiyle yola çıkmış bir kadınla tanıştım.
Gezgin YouTuber Saliha Özkan.
“Tek kadın, tek motor” diyerek düşmüş yollara…
81 ili gezme hayaliyle ama aslında aradığı il değil, yol değil...
Anlam.
Ben yıllardır anlamı satırlarda, kelimeler arasında arıyorum. Cümlelerin altına saklanan duygularda.
Saliha ise yollarda arıyor. Virajlarda, mola yerlerinde, gökyüzünde.
Bir nevi hancıyım ben; yoldan geleni karşılayan, dinleyen, bazen bir fincan kahve ile eşlik eden, sonra da uğurlayan.
O ise bir yolcu. Gerçek yollardan geçiyor. Tozuyla, güneşiyle, yağmuruyla yüzleşerek Ama ne garip... Vardığımız yer hep aynı.
Ben ait olmayı seviyorum, o keşfetmeyi.
Biri yerinde köklenmeyi seçmiş, diğeri rüzgarla yol almayı…
Ama bir noktada hayat yolları öyle bir kesiştiriyor ki, yapılan sohbet birbirini o kadar tamamlıyor…
Sanki yıllardır beklenen bir dosta kavuşmuşsun gibi bir his bırakıyor insanda.
O an anlıyorsun!
Aynı soruların peşindeymişiz, sadece yolumuz farklıymış.
Hep söylerim, benim yazılarımı takip edenler bilir:
“Yol bir şekilde biter, önemli olan manzaranın tadını çıkarmak.”
Dün bu cümleyi Saliha’nın ağzından duyduğumda içim ısındı.
Demek ki yol başka olsa da, bakış aynıysa aynı manzaraya varılıyor.
“Kimisi güzel yer arar, kimisi olduğu yere çiçek açtırır” dedi bir de…
İşte orada anladım; o da benim gibi arayanlardan. Hem de yüreğiyle.
Kimi dağ başında durur, kimi bir satırın tam ortasında...
Ama özü arayanların yolu bir gün bir yerde kesişiyor.
Ben yıllardır yazarken buluyorum kendimi.
O ise sürerken, yolda, tozun içinde, rüzgarın yüzüne vurduğu yerde…
Ama ikimiz de içimizde aynı sorunun peşindeyiz:
Ben kelimelerle yürürken o kilometrelerle, ama ikimiz de kalbe varmaya çalışıyoruz.
Belki birimiz yolcu, birimiz hancı.
Ama inanıyorum, hakikatin yolu hep aynı yere çıkar.
Ve Allah, kalpleri tam da olması gereken yerde kesiştirir.
Saliha’yla tanışmak, bana bunu yeniden hatırlattı.
81 il bu çiçek kalpli kadınla tanışmalı.
Çünkü bazen bir yolcu, bin kalbin anahtarını taşır.